Bilişim Teknoloji

  “Ekonomik dengeleri tümden değiştirecek olan 4’üncü Sanayi Devrimi, dünyanın en büyük 10 ekonomisini de yeniden belirleyecek” sözü elbetteki konunun uzmanı araştırmacılara ait….4’üncü Sanayi Devrimi’nde Türkiye’nin konumu nedir? Sorusu irdelendiğinde ise modern çağın sanayi devrimi olarak nitelendirilen ‘Endüstri 4.0’ün  Türkiye’ye etkileri nelerdir? Sorusunu da paralelinde getiriyor. Geçtiğimiz yıllarda gerçekleştirilen ekonomi zirvesinde “ Dördüncü Sanayi Devrimi Kıyısında Türkiye ve Dünya” konulu da bir toplantı yapıldı. Yukarıda yönelttiğim sorular da zirvede etraflıca ele alındı ve tartışıldı. Dünya liderlerini, küresel şirket yöneticilerini, ekonomistleri, politikacıları ve gazetecileri İsviçre’nin Davos kentinde ağırlayan zirve, dünyadaki ekonomik, siyasi ve toplumsal gelişmelerin masaya yatırıldığı, çözüm önerilerinin sunulduğu bir platform olmuştu. “4.0: Dördüncü Sanayi Devrimi Çağında Küresel Yapıyı Şekillendirmek’’ başlığı altındaki tartışmalar da ABD ve Çin arasında gid

Kişisel verileri koruyamayan markaların değeri düşüyor. Dünyanın en değerli 100 markası üzerinde yapılan araştırmaya göre, en değerli markaları bile veri ihlali nedeniyle 223 milyar Dolar kaybetmiş…. Farklı sektörlerde hizmet veren ve   kişisel verilere gerekli özeni göstermeyen şirketler ciddi paralar kaybederken, önlem almayan şirketlerin “Marka Değeri”nde de ciddi kayıplar yaşanıyor. Küresel marka danışmanlığı şirketi Interbrand’ın yaptığı araştırma, teknoloji başta olmak üzere birçok sektörde yer alan kurumların kişisel verilere gerekli özeni gösterememesi nedeniyle ciddi kayıplarla karşılaştığını ve bu durumun aynı zamanda itibar kaybına da sebebiyet verdiğini ortaya koyuyor. Hackerler Sektör Farkı Gözetmiyor Güçlü saldırılar planlayan hackerler, herhangi bir sektör farkı gözetmeksizin eyleme geçmekten çekinmezken, bu nedenle de şirketlerin; pazarlama, araştırma ve farklı alanlardaki faaliyetlere gösterdikleri özeni, siber güvenlik önemleri için de göstermeleri büyük önem

Geçtiğimiz yıllarda  Bakanlar  Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan “Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesi”ne ilişkin karar gündemdeki yerini hala koruyor.  Karara, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nda da yer veriliyor. Ülkemizde genç girişimciliğin desteklenmesi, katma değeri yüksek teknolojik ürünlerin imalatına destek konularında oldukça etkili olan karar, Türkiye’nin 2023 vizyonu doğrultusunda üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisi çerçevesinde önemli rol oynuyor. Devlet destek ve teşvikleri firmalara uluslararası rekabette güç kazandırırken, firmalar istihdamdan üretime kadar birçok kalemde önemli teşvikler alarak hem sanayi hem de kırsalda değerli projelere imza atıyorlar. Proje Bazlı Teşvik Sistemi Proje Bazlı Teşvik Sistemi, 7 Eylül 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Karar ile kalkınma planları ve yıllık programlarda öngörülen hedefler doğrultusunda Türkiye’nin mevcut durumda veya gelecekte ortaya çıkabilecek kritik ihtiyaçl

Eşsiz bant genişliği ve ağ dilimlemesi gibi özellikleri bulunan 5’inci nesil haberleşme ve iletişim ağı 5G (Fifith Generation), kritik uygulamalarla iyileştirilmiş hizmet kalitesi sunuyor. 5G teknolojisini  global (küresel) hale getirmek ve  herkes için erişilebilir kılmak günümüzde tartışma konusu olurken, 5G, yaygınlaşmış akıllı mobil cihazların ve sensörlerin bağlantılarının iyileştirilmesini de sağlıyor. Böylece kurumların cihazlardan gelen veri akışını daha verimli bir şekilde kullanmasına olanak tanıyor. 5G, Nesnelerin İnterneti (Internet of Things-IoT) cihazlarının bir arada kullanılmasına da destek vererek, akıllı tedarik zincirlerinin sürekliliğine olanak veriyor.    Daha önceki konuya ilişkin blog yazılarımda da değindiğim üzere 5G’nin piyasaya sokulması yönünde dünya çapında yoğun bir istek bulunurken, uzmanlar bu iletişim altyapısının güvenli olması gerektiğinin altını kalın çizgilerle çiziyorlar. 5G’nin bir pazarlama terimi olduğunu belirten uzmanlar, 5G’nin ‘kaldıraç et

Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alması için yılda ortalama yüzde 8,5 büyümesi gerekiyor. Bu büyümenin, klasik ekonomik aktörlerin hiçbiri ile sağlanması mümkün gözükmezken, sadece bilişim teknolojilerinin etkin ve verimli kullanımıyla olanaklı olacağı belirtiliyor. Türkiye’nin 2023 hedeflerine erişebilmesinin yöntemi; öncelikle robotik, nano-biyo teknoloji ve tele tıp uygulamalarını etkin kullanmasında yatıyor. Bu her üç alana ilişkin üretim ve hizmet sunumu ekonomik büyümenin en önemli kaldıracı olarak duruyor. Elektronik haberleşme sektörüne ilişkin TV beyaz boşluk haberleşmesi, femtocell uygulamaları ve 5G (5’inci Nesil) gibi teknolojik gelişmelerin ekonomiye katkısının da yadsınmayacağı dile getirilirken, akıllı binalar, yeni jenerik üst seviye alan adları, büyük veri, nesnelerin interneti ve bulut teknolojilerinin de büyümede etkili olacağından sözediliyor. Dünyada büyümeye devam eden bilgi iletişim teknolojileri (BİT) sektöründe bilişim hizmetl

Test çalışmaları ülkemizde devam eden, bazı ülkelerde de yavaş yavaş uygulamaya geçirilmiş olan 5G mobil ağlardan ve telefonlardan yayılan radyasyonun insan sağlığını etkileme ihtimalinin çok düşük olduğu açıklandı. Deloitte Global 2021 Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Öngörüleri Raporu’nda yer alan bilgilere göre, 5G’nin insan sağlığını olumsuz yönde etkilediği yönündeki korkuların azaltılabilmesi adına 5G sistemine ilişkin bilgilendirmelerin şimdiden yapılması gerekiyor.    Video Tabanlı Doktor Ziyaretleri Uzaktan tıp uygulamaları (teletıp) için doktor ziyaretleri video yoluyla gerçekleşecek. Covid-19’un, pek çok alanda olduğu gibi sağlık hizmetlerinde de dönüştürücü bir etkisi olurken, video tabanlı doktor ziyaretlerini de içerisinde bulunduran dünya çapında bir “teletıp” trendi hızla yayılmaya başladı. Video tabanlı doktor ziyaretlerinin önündeki yasal engeller de kaldırılırken, tüketicilerin, özellikle 65 yaşın üzerindekilerin, görüntülü arama uygulamalarını daha iyi an

Şirketlerin tasarruf yapmak, daha çevik olmak ve inovasyonu desteklemek adına bulut sistemlerine daha fazla yöneleceği açıklandı. Deloitte   Global 2021 Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Öngörüleri Raporu ’na göre, 2021’den 2025’e kadar bulut pazarındaki yıllık gelir artışlarının yüzde 30’un üzerinde seyredeceği öngörülüyor. Deloitte ’un raporu, t eknoloji, medya ve telekomünikasyon eğilimlerinin işletmeleri ve tüketicileri dünya çapında nasıl etkileyebileceğini araştırıyor. Pandeminin ekonomik ve toplumsal etkilerinin incelendiği raporda; pandeminin sanal ortamlar, dijital gerçeklik, sanal doktor ziyaretleri, bulut teknolojileri ve spor gibi medya alanlarındaki büyümeye etkisi ortaya konuyor. Rapora göre, p andeminin pek çok alanda olduğu gibi sağlık hizmetlerinde de dönüştürücü bir etkisi oldu. Video tabanlı doktor ziyaretlerini de içerisinde bulunduran dünya çapında bir ‘teletıp’ trendi hızlı bir şekilde başladı. Deloitte, 2021’de doktor ziyaretlerinin yüzde 5’inin sanal ola

Son yıllarda Yapay Zeka ( Artificial İntelligence) çözümlerinin kullanım alanlarında artış gözlenirken; çağrı merkezlerinden (dijital asistanlık), arama motorlarına, çeviri hizmetlerinden tıp alanına ve sanayi robotlarına, web ve blog sitelerinden turizm-kültür ve eğitime kadar bir çok alanda işlerin yürütülmesinde faydalanılıyor. Nesnelerin İnterneti ( Internet of Things-IoT) uygulamasıyla kullanımı daha da yaygınlaşan Yapay Zeka’nın faydalı yanlarının yanında insan faktörü bir kenara konulduğu için risk taşıyabilir yanlarını da göz önünde bulundurmak gerektiği inancındayım…Siber güvenlik açısından tartışılabilir olması da hizmeti bire bir riskli hale getiriyor. İşleri kolaylaştırması ve sürdürülebilir gelişme sağlanmasında kullanılması güzel…Tıp alanında ve eğitim alanında kullanılan özellikle sesli çözümler, beyni yanlış yönlendirme ve yanlış algı oluşturma riski taşıyabiliyor… Verilerin Yapay Zeka Modellerinde Kullanımı Son onbeş yılda yapılandırılmış ve yapılandırılmamış ver

Otomotivde başlayarak elektronik sektörüne sıçrayan küresel çip tedariki sorunu giderek büyüyor… Çip talebini karşılamak için gelecek 10 yılda 3 trilyon Dolarlık yatırım ve araştırma geliştirmeye (Ar-Ge) ihtiyaç duyuluyor. Yarı İletken Endüstrisi Derneği (Semiconductor Industry Association-SIA) ile Boston Consulting Group’un ortaklaşa hazırladıkları rapora göre, gelecek 10 yılda yarı iletkenlere yönelik artan talebin karşılanabilmesi için küresel olarak Ar-Ge ve sermaye harcamalarına yaklaşık 3 trilyon Dolarlık yatırım yapılması gerekiyor. Raporda, yüksek vasıflı çalışanlara ulaşmanın çip gibi Ar-Ge yoğun bir sektör için kritik öneme sahip olduğu vurgulanırken, sektörün gelecek yıllarda inovasyonun hızını sınırlayabilecek yüksek vasıflı çalışan sıkıntısı riskiyle karşı karşıya kalabileceği belirtiliyor. Raporda, elektronik tasarım otomasyonu, çip tasarımı ve gelişmiş üretim ekipmanları gibi Ar-Ge yoğun faaliyetlerde ABD’nin başı çektiği, Doğu Asya ülkelerinin ise sağlam altyapıya ve va