Bilişim Teknoloji

Türkiye’de de 2015 yılının ortasından sonra artan bir ivmeyle Endüstri 4.0 konuşulmaya başlandı ve konunun önemi giderek daha iyi anlaşılmaya başlandı. Endüstri 4.0 ile ilgili önemli çalışmalar yapılıyor, hibe ve teşviklerin çıkması için çalışılmalar yürütülüyor. 2016 yılında kamu, sivil toplum kuruluşları (STK), üniversiteler, teknokentler ve özel sektör işbirlikleri ile başlayan çalışmalar doğrultusunda; teknik liseler ve üniversiteler konuyla ilgili eğitim programları oluşturmaya başladılar. Siemens Türkiye, Endüstri 4.0 yaklaşımı çerçevesinde geliştirdiği Dijital  Fabrika ile bir fabrikanın  kurulmadan önce tüm bileşenlerinin bilgisayar ortamında uygun yazılımlarla tasarlanarak fabrikanın çalıştırılmasını sağladı. Dijital Fabrika sayesinde, fabrikanın kendisi ortada yokken fabrikanın nasıl çalıştığı öğreniliyor ve en iyi çalışma sisteminin kurulması için gerekli önlemler alınıyor. Dijital Fabrika’da kullanılan ileri teknolojiler, örneğin simülasyon teknolojisi sayesinde en karmaşık

Endüstri 4.0’ın yani 4’uncu Sanayi Devrimi’nin temel taşlarından olan ve ‘Bulut Bilişim’ teknolojisi sayesinde internet üzerinde depolanabilen ‘Büyük Veri’ geleceğin ekonomisini belirleyecek. Endüstri 4.0’ı kaçırmanın maliyetinin çok yüksek olacağını dile getiren uzmanlar, bu çağa “Dijital Devrim ya da  Dijitalizasyon  Çağı” diyorlar. Bu yeni devrimin hızının ve genişliğinin henüz tam olarak kavranamadığından söz eden uzmanlar, bunun tüm sektörleri etkilediğine işaret ediyorlar. Bu bağlamda önemli değişimlere tanıklık edildiğinin altını çizen uzmanlar, yeni iş modellerinin ortaya çıktığından, sistemlerin yeniden biçimlendiğinden ve çalışma ve iletişim kurma şekillerimizin değiştiğinden söz ediyorlar. Birinci Endüstri Devrimi üretimin makineleşmesi, İkinci Endüstri Devrimi üretimin serileşmesi olarak tanımlanırken, Üçüncü Endüstri Devrimi ise üretimin otomasyonu olarak tanımlandı. Bu süreçler özetle kas kuvvetinden mekanik kuvvete geçişi getirdi. Bugün de dördüncü endüstri devrimi i

Geleceğe, ‘kablosuz’ sinyallerden güç alan ‘pilsiz’ iletişim ışık tutacak….Kabloların tüm kalabalık ve karmaşıklıklarından kurtulmak ve çevreyi kirleten pillerin ortadan kalkacak olması elbette ki güzel ve cazip geliyor insanın kulağına, ancak kablosuz ve pilsiz iletişimin; yani teknolojinin kötüye kullanılması da bir o kadar ürkütücü ve insanı sınırlayıcı bir durum. Çünkü bir başka bilgisayar kullanıcısı sizin bilgisayarınızı ele geçirip, sinyalinizi kesebiliyor. Bilgisayarınızı istediği gibi kullanabiliyor. Sizin kendi bilgisayarınıza girme hakkınızı elinizden alabiliyor. Böylesine bir korsan durum sözkonusu olabiliyor. O yüzden de teknoloji alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve etik kurullarının bu noktada; insan hakları açısından ‘hasas’ olmaları ve davranmaları gerekiyor.     Akıllı cep telefonu üreticisi COPPO Firması, kullanım kolaylığına, kapsayıcılığa ve sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak ‘pil gerektirmeyen’ iletişim ürünlerini yeni nesil iletişim teknoloji

Dijital d önüşüme yönelik teknolojilerin 2022’de etkisini artıracağı öngörüsünde bulunan uzmanlar, y apay zekadan bulut platformlarına, kurumsal yazılımlardan uzaktan müşteri edinim çözümlerine kadar pek çok alandaki teknolojilerin yeni yılda daha fazla öne çıkacağının altını çiziyorlar. NETAŞ’ın blog sayfasında benzer konuda yer alan bir yazıda da, bugünün şirketlerinin gelecekte de var olmaya, var olmaktan öte, değer yaratarak büyümeye ve gelişmeye devam etmek istiyorlarsa; “Gündemlerinde dijital dönüşüm ve bulut çözümleri önemli yer tutacak….” Deniliyor.     Dijital dönüşümün, tüm organizasyonların hayal ettiği ‘katma değer’ yaratmanın en önemli kaldıracı olduğuna değinilen yazıda, dijitalleşme sayesinde şirketlerin pandemi gibi belirsiz bir konjonktürde bile mevcut işlerinde verimliliklerini artırdıkları vurgulanıyor. Şirketlerin verimliliklerini artırmakla kalmayıp, en kolay ve hızlı bir şekilde alternatif pazarlar yaratabildiklerinden de sözediliyor. Normal şartlar altında di

Dijital teknoloji, verilerin depolama, hesaplama ve aktarım maliyetlerini azaltıyor. Dijital teknolojilerin dijital ekonomiyi nasıl etkilediği araştırıldığında ise dijital teknolojinin ekonomik faaliyetleri değiştirip değiştirmediği ve değiştiriyorsa bunun nasıl gerçekleştirdiğinin incelenmesi noktasına odaklanıyor. Dijital ekonomik faaliyetlerin etkisiyle beş farklı ekonomik maliyetin düşürülebileceğinden sözediliyor. Dijital teknolojinin etkilerini anlamak için yepyeni bir ekonomi teorisine gerek görülmezken; burada farklı bir boyut vurgulanıyor. Dijital teknoloji, genel olarak maliyetlerin ekonomik eylemleri sınırlayabileceği anlamına da geliyor. Dijital ekonomide, belirli maliyetler önemli oranda düştüğünde, hatta sıfıra yaklaştığında standart ekonomik modellerin nasıl değiştiği de görülüyor. Konuya ilişkin bir araştırmayı derlediğimde dijital ekonomideki maliyetlerdeki değişimin beş madde altında toplandığı izleniyor: -Düşen arama maliyetleri -Düşen çoğaltma maliyetleri -Düş

Veri ihlallerinin yüzde 88’i insan faktörünün neden olduğu hatalardan kaynaklanıyor. Bilgi Teknolojileri (BT) altyapısının en zayıf halkası konumundaki şirket çalışanları, gelişen yeni teknolojilere rağmen siber savunmada en büyük tehdit olmaya devam ediyor. Siber güvenlik, veri koruma ve bütünsel güvenlik hizmetleri alanında teknolojik çözümler sunan Platin Bilişim’in uzmanları, 2022 yılına ait siber tehdit ve veri güvenliği trendlerini raporladı. Raporda yer alan bilgilere göre, hedefli oltalama saldırıları, Nesnelerin İnterneti (Internet of Things-IoT) ve 5’inci Nesil Mobil Teknolojiler (5G), kripto paralar ve metaverse, devlet destekli uzaydaki nesnelere yönelik saldırılar, deepfake ( derin sahte) ve bulut güvenliği 2022’de siber güvenliğin temel konuları olacak. Rapora göre, şirketler en son teknoloji güvenlik çözümlerini BT altyapılarına entegre etseler bile; uygulamaların çalışma prensipleri hakkında şirket personeli yeterince bilgilendirilmediği takdirde siber korsanlara d

Hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelen ve her an her yerde ihtiyaç duyulan internet bağlantısı,  Wire Fidelity (Wi-Fi) yani “Kablosuz Bağlantı Alanı” adı verilen ağ sayesinde saniyeler içerisinde cihazlara bağlanarak kullanıma hazır hale geliyor. Wi-Fi teknolojisi, i htiyaç duyulan her yerde cep telefonu (GSM), tablet veya kişisel bilgisayarların karmaşık kurulum süreçlerine gerek olmadan, anında internete ve birbirlerine bağlanabilmelerini sağlıyor. Araştırma şirketi Deloitte’un hazırladığı Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon (TMT) Raporu’na göre, Wi-Fi 6, 2022 yılında   5’inci Nesil (5G) teknolojiyi geride bırakacak. Raporda, 2022’de Wi-Fi 6 teknolojisiyle donatılmış cihazların satışının 5G uyumlu cihazları geride bırakacağı öne sürülüyor. Rapor, 5G teknolojisi son dönemde kamuoyunun gündeminde daha sık yer alsa da Wi-Fi 6 teknolojisiyle donatılmış cihazların satışının, gelecek birkaç sene içinde 5G uyumlu cihazları geride bırakacağından söz ediliyor. Deloitte’un tahminle

Tarımsal ve dezenfeksiyon (temizlik-hijyen) amaçlı yapılan ilaçlama uçtan uca QR kodu ile kontrol ediliyor. Gelişen teknoloji ile birlikte tüketici artık aldığı hizmetin her adımını kontrol etmek istiyor. Çeşitli sektörler de, tüketicilerin beklentilerini karşılamak adına uygulamalarını dijitalleştirme yolunda adımlar atıyor. Bu kapsamda, gelişen tarım sektörü ve çevre kirliliğini önlemek adına sektörleşme aşamasına gelen   ilaçlama, tüketiciye daha hızlı ve şeffaf bir hizmet sunmak için QR kod sistemi geliştirdi. İş yapış süreçlerinin her adımında ileri teknolojiyi kullanmayı amaçlayan İlaçlat Firması, tasarladığı sistem ile uçtan uca kontrol sağlayarak tüketicilere yüzde 100 güvenli ve şeffaf hizmet sunuyor. İş yerlerinde alınan hizmetlerin kontrollerinin yazılım üzerinden çok hızlı şekilde yapabildiğine dikkat çeken İlaçlat, geliştirdiği QR kod sistemi sayesinde sunduğu şeffaf uygulamalar ile tüketiciler ve iş yerlerinin kontrollerini sağlıklı bir şekilde yapabiliyor. Y azılım alt

Yaklaşık olarak 130 yıl önce kurulan ve Türkiye’de de faaliyet gösteren Ericsson’ın vizyonunda sınırsız bağlantının yaşamları iyileştirdiği, çalışma şekillerini yeniden tanımladığı ve sürdürülebilir bir geleceğe öncülük ettiği bir dünya var….Firma, bu vizyonla hayal edilemez şeyleri mümkün kılan bağlantılar oluşturmayı amaçlıyor. E ricsson, gelecek 5 ila 10 yılda global (Dünya çapında küresel) endüstriyi şekillendirecek teknolojileri üretmek üzere hayata geçirdiği araştırma laboratuvarlarının 11’incisini Türkiye’de kurmuştu.   Ericsson, mobil iletişimin tüm aşamalarında yer alıyor. Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında donanım ve yazılım dahil olmak üzere çeşitli hizmetler sunan Ericsson,   bu doğrultuda, Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik birikimine önemli katkılar sağlıyor. Bu amaçla 2018 yılında İstanbul’da Ericsson Araştırma Laboratuvarı kurulurken, yenilikçi araştırma konularına odaklanan laboratuvar, ülkemizde 5’inci Nesil Mobil Teknoloji’nin (5G) tanıtımını hızlandırıyor.