Bilişim Teknoloji

Dünyada ve Türkiye’de nüfusun her geçen zaman diliminde artıyor olması endişeleri de beraberinde getiriyor. Özellikle Türkiye’de büyük şehirlere göç, içinde bulunduğumuz konjonktürde biraz olsun azalsa da; büyük şehirlerdeki mevcut yoğun nüfus yine de üzerinde düşünülmesi gereken bir konu olarak karşımızda duruyor… Bugün dünyanın farklı coğrafyalarında sıfırdan inşa edilen “akıllı şehirler” yükselmeye başladı. Yöneticiler, şehirlerindeki sorunları analiz etmek ve kaynakları koordine etmek için sürekli bir arayış içerisindeler. Elektrik, su, internet kesintilerini en aza indirmek, herkesin refah düzeyini artırmaya yönelik sürdürülebilir bir büyümeyi ve kalkınmayı sağlamak elbette gerekiyor. Güvenli mahalleler, kaliteli okullar, akıllı konutlar, akıllı akıcı trafik, konuşan şehir mobilyaları; tüm bunlar şehirdeki ihtiyaçlara çözümler üretmek için tüm dünyada kabul görüyor. “akıllı şehirler “ kavramına; Ekonomi, Eğitim , Enerji , Çevre , Finans, Yangın ve Acil Müdahale , Yöneti

Her anlamda bir değişim ve değişiklik yaşanıyor. Bu değişimin ana etkeni hepimizin bildiği gibi teknoloji. Teknolojideki sınırsız gelişmeler, bilmediğimiz, keşfedemediğimiz değişmeler elbette dünyayı ve insanları derinden etkiliyor. Tıpta, teknolojik gelişimin yol açtığı değişim ‘ kişiselleştirilmiş tıp’a giden yolu gösteriyor. Geleneksel tıp; hemen her hastaya aynı tedavi yöntemlerinin uygulanıyor olması; artık kişiselleştirilmiş tıbbı kaçınılmaz kılıyor. Genetik biliminde yaşanan keşifler, kök hücre tedavisi ve nanoteknoloji gibi gelişmeler, tanı ve tedavide kişisel tıbbı da beraberinde getiriyor. Bilişim ve iletişim teknolojilerinin, sensörlerin ve erken uyarı sistemlerinin yaygın olarak kullanılması, önümüzdeki dönemde dijital hastaneleri gündeme taşıyacak. Başta Ankara olmak üzere bazı büyük illerde şehir hastanelerinin kapatılacağı söylentileri; dijital hastane uygulamaları mı yaygınlaştırılacak? Sorusunu akla getiriyor.   Sağlık personeli, dijital hastane uygulam

Küresel veri trafik tahmini, akıllı mobil veri trafiğinin 2019’da yüzde 97’ye çıkmasını öngörüyor. Tahminde dikkat çekici en önemli unsur; video aktarımlarının, mobil trafiğin yüzde 70’ini oluşturacak olması. 2019 yılında dünyadaki giyilebilir cihaz sayısının 5 kat artarak 109 milyondan 578 milyona çıkması bekleniyor. Bu da büyümenin, giyilebilir cihazlardan geçen mobil trafiğin, 2019 yılına dek 18 kat artıracağını ortaya koyuyor. Ağ teknolojileri alanında faaliyet gösteren Cisco’nun Görsel Ağ Endeksi Global Mobil Veri Trafik Tahmini, 2014 - 2019 Raporu’na göre, önümüzdeki dönemde mobil trafik artışını tetikleyecek en büyük etkenler; daha güçlü mobil cihazlar, makineden makineye ( machine to machine-M2M) bağlantılar ve daha hızlı hücre şebekelerine yaygın erişim olacak. Giyilebilir cihazlar, M2M bağlantıların bir alt segmentini oluşturuyor ve Herşeyin İnterneti’ndeki (IoE) büyümeyi de öngörmeye yardım ediyor. Akıllı trafik trendindeki artışı mercek altına alan rapo

Dünya ekonomisindeki küreselleşme trendi, yeni bir ortam yarattı. Bu kapsamda gümrük ve gelir idareleri de uluslararası bilgi değişimi ve hatta ülkelerarası ortak denetim gibi uluslar arası işbirliği yollarını araştırıyor. Günümüzde öncelikli hedef; vergi uygulamalarının basitleştiril­mesi, kolaylaştırılması ve mükelleflerin buna uyumunun sağlanması. Gümrük Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, ithalatta yaşanan vergi kaybının önüne geçilmesi için ‘bilgisayarla veri işleme tekniği’ esas alınacak. Gümrük Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 22 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı. Gümrük Yönetmeliği’nin 51’inci maddesinin dokuzuncu fıkrasında gerçekleştirilen değişiklik; ithal eşyanın Türkiye Gümrük Bölgesi’nde yerleşik kişilerce, yetkili gümrük idaresine başvurularak, ‘bilgisayar veri işleme tekniği’ yoluyla serbest dolaşıma sokulmasını düzenliyor.     Düzenlemede, başvuru talebinin uygun görülmesi halinde, ilgili gümrük id

Yargı sisteminin kritik işlemi olan ve fiziki ortamda haftalar süren tebligat iletimi, elektronik ortamda saniyeler içinde tamamlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Avukatlara getirilen ‘elektronik tebligat’ (e-tebligat) zorunluluğu da ‘yargı yavaşlığı’ çözülüyor mu? Sorusunu gündeme taşıdı. Elektronik tebligat kullanımının teşvikiyle   kamuoyunda her zaman sıkça tartışılan ‘yargıda hız’ kavramının ivme kazanması bekleniyor. 15 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan , bazı yasa maddelerinde yapılan değişikliğe göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu kapsamında baro levhasına yazılı avukatlara elektronik yolla tebligat (bildirim) yapılması zorunluluğu getiriliyor. Düzenleme 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girecek. Avukatlara elektronik yolla tebligat yapılması zorunluluğu; 30361 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 48. maddesi ile değiştirilen 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesi uyarınca

Mobil cihazların (akıllı telefon, tablet v.s) sunduğu kullanım koşulları ve hizmetler, hayatımızı daha da kolaylaştırıyor. Telefonlar sayesinde haritadaki yerimizi görmek (navigasyon) ve nabzımızı ölçmek sensör teknolojisine bir iki küçük örnek… Sensörlü akıllı telefonlar, ne kadar hızlı yürüdüğünüzü ve ona ne söylediğinizi anlayabiliyor. Sensör teknolojileri, gelecekte çok büyük gelişmelere hazırlanıyor. Telefonun üstündeki sensörler sadece kullanıcıların hareketlerini fark etmiyor, aynı zamanda bulunduğu ortamdaki bütün hareketleri algılıyor. Sensör teknolojisi akıllı telefonlarda yeni bir devri başlatırken; sensörler sayesinde akıllı telefonlar hareketleri bir insan gibi algılayabilecek.  Sensörlerin en önemli özelliği; hareket ve derinlik yeteneklerini fazla güç tüketmeden gerçekleştirebilmeleri. Birçok telefonda yer alan sensörlerin fiyatı çok önemli bir rakama ulaşmıyor ama, hayatlarımızdaki önemleri gittikçe artıyor. Giyilebilir teknolojilerle erken teşhis i

Ülkelerin ve insanların bir kısmının dijitalleşme (teknolojiden yararlanma ve elektronikleşme) sürecinin dışında kalması, sayısal uçurum olarak adlandırılıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin temel bir sorunu olarak görülen sayısal uçurumla mücadele etmenin yolları aranıyor. Gelişmekte olan ülkeler sıralamasında bulunan Türkiye, içinde bulunulan konjönktür nedeniyle bilgi toplumu hedefinin yakalanması ve sayısal uçurumla baş etme konularını askıya almış gibi gözüküyor. Bilgi teknolojilerinin hızlı bir dönüşüme neden olması, bilgi ihtiyacının artması ve buna bağlı olarak ihtiyacın giderilmesindeki engeller, hemen her toplumda karşılaşılan sorunlar. Sayısal uçurum, sosyoekonomik farklılıklar ve coğrafi bölgeler arasındaki eşitsizlikleri akla getirirken, internet ve iletişim kaynaklarını, etkin biçimde kullananlar ile kullanamayanlar ayrımını ortaya koyuyor. Sayısal uçurum sorununa çözüm için bilgi iletişim teknolojilerinin daha çok kişiye erişimini sağlayacak projeler geliş

Dünyada yaşanan iklim değişikliğiyle başa çıkabilmenin yolu artan nüfusa sürdürülebilir bir gelecek bırakmanın temelinde yatıyor. İklimi düşünen akıllı tarımı uygulamak için dünyada çeşitli çabalar var. Pek çok devlet ve küresel kuruluşun akıllı tarıma ilişkin küresel ittifak yapıyor olmaları gelecek için umut vadediyor elbette… Dünyada yaşanan iklim değişikliği tarım yapmanın koşullarını da değiştiriyor. Başta en çok tüketilen buğday, pirinç ve mısır gibi başlıca mahsullerin verimi iklim değişikliğine paralel azalırken; artan dünya nüfusunu besleyebilmek adına   araştırmalara göre, 2018’den itibaren akıllı tarıma en az 100 milyar dolar yatırım yapılması kaçınılmaz gözüküyor. Büyüyen nüfusu beslemek ve beslemeye devam etmek gibi bir misyonu olan tarım sektörü, 2050 yılına kadar 9 milyar insan için yeterli gıda nasıl üretilebilir? Sorusunu cevaplandırmak adına çalışmalarını hızla artırarak sürdürüyor. Tam da bu noktada akıllı tarım teknolojileri devreye girerken ; gelişen te