‘Müşteri’ Teknolojiyle Yeniden Tanımlanıyor
Yeni
yapılan bir küresel araştırmada; 2030’da müşteri deneyimi nasıl olacak? Sorusuna
yer verildi. Araştırmaya göre, teknoloji yeniden tasarlanan müşteri deneyiminin
ardındaki başlıca itici güç olacak. Markalar tüketicilerin hızına yetişmek ve
gelişen tüketici teknolojilerine ayak uydurmak için müşteri ekosistemlerini
yeniden kurgulamak zorundalar…
Futurum
Research’ün hazırladığı ve SAS’ın sponsor olduğu “Deneyim 2030: Müşteri
Deneyiminin Geleceği” adlı çalışmada 2030’da müşteri ile olan etkileşimlerin yüzde 67’sinin akıllı
makinelerce sağlanacağı vurgulandı. Araştırmada, modern teknolojinin,
markalarla tüketicilerin bağlantı kurma şekillerini baştan aşağı değiştirdiğinin
de altı çizildi.
Yeni
ürünler, hizmetler, tüketiciler ve rakipler geliyor ve gelişmeye devam ediyor. Tüketicilerin
davranışları, beğendikleri ve beğenmedikleri değişmeye devam ediyor. 2030’da
müşteri deneyimi nasıl olacak? Markalar geleceğin tüketici beklentilerini
karşılamak için nasıl dönüşecekler?
İtici
Güç Çeviklik ve Otomasyon
Müşteri deneyiminin itici güçleri
çeviklik ve otomasyon olacak. Çalışmada yer alan markalar, 2030 itibarıyla,
müşteri etkileşimi otomasyonuna doğru yoğun bir yönelim olacağını öngörüyor.
Araştırmaya göre, akıllı makineler insanların yerini alacak ve müşteri
etkileşimlerinin, gerçek zamanlı etkileşim sırasında verilen kararlar ve
pazarlama ve promosyon kampanyalarına ilişkin kararların kabaca üçte ikisinden
sorumlu olacak.
Araştırma
sonuçlarına göre, 2030’da markalarla dijital cihazlar (çevrim içi, mobil vb.)
kullanan tüketiciler arasındaki müşteri etkileşimlerinin yüzde 67’si insanlar
yerine akıllı makineler tarafından işlenecek ve etkileşim sırasında alınan
kararların yüzde 69’u yine akıllı makineler tarafından tamamlanacak.
Araştırmaya ilişkin Futurum
Research Baş Analisti ve Kurucu Ortağı Daniel Newman şu
değerlendirmeyi yaparak, şöyle diyor: “Önümüzdeki on yıl içinde insanlarla
makineler arasındaki ilişkide hızlı bir büyüme olacağı giderek daha da netlik
kazanıyor. Şirketlerin, empati yüklü insansı deneyim sağlamakla tüketicilerin
beklentisi olan anlık sonuçlar sunmak arasında hassas bir denge yakalaması
gerekiyor. Veri, analitik, makine öğrenimi ve yapay zeka sayesinde makineler bu
dengeyi müşterileri tatmin eden ve kuruluşa verimlilik katan daha insani
yollarla sağlarken, teknoloji bir köprü işlevi görecek.”
Markalar Tüketiciyi Yeterince
Tanımıyor
Çalışmaya
göre, markaların yüzde 78’i bugün tüketicilerin mağazalarda teknolojiyle
ilgilenirken rahat olmadığına inanıyor. Tüketicilerin ise sadece yüzde 35’i bu
rahatsızlığı dile getiriyor. Uzmanlar, markalarla tüketicilerin inançları
arasındaki bu uçurumun, dikkatli olunmazsa markaların büyümeleri önünde
sınırlayıcı bir faktör olabileceği uyarısında bulunuyorlar.Aslına bakılacak
olursa da tüketicilerin 2030 itibariyle yeni teknolojileri daha da çok benimseyecekleri
görülüyor.
Markalar
açısından, bu düzeyde tüketici kabulü ve beklentisi tüketici etkileşimini
genişletmek için yeni fırsatlar sunuyor. Öte yandan, her iki tarafın artan
beklentilerini karşılamak için markaların tüketici teknolojisi ile pazarlama
teknolojisi arasındaki uçurumu kapatacak yeni kapasitelere ihtiyaçları var.
Müşteriyi İzlemek…
SAS Orta Doğu, Türkiye ve Doğu
Avrupa Bölgelerinden Sorumlu Pazarlama Direktörü Nurcan Bıçakçı Arcan, “Bir müşteriyi
yolculuğu boyunca izlemek, müşterinin sonsuz yolculuk permütasyonları (Matematikte,
her sembolün sadece bir veya birkaç kez kullanıldığı sıralı bir dizi) hakkında
derinlemesine bir anlayışa sahip olmayı gerektiriyor” diyerek sözlerini şöyle
sürdürüyor: “Müşteriler sayısız kanal ve temas noktasından geçerken hatırlanmak
ve anlaşılmak istiyorlar. Markalar hızla harekete geçmek için işletim
modellerini yeniden şekillendirmek zorunda. Kişiselleştirebilecekleri bir
ölçekte bütüncül bir veri stratejisine, gerçek zamanlı süreç analitiği
yeteneklerine ihtiyaçları var.”
Teknolojiler
Marka Başarısını Etkileyecek
Uzmanlar, yeni gelişen
teknolojilerin önümüzdeki on yılda marka başarısının temelini oluşturacağını
savunuyor. Müşteri
deneyiminin geleceğinin büyük oranda gelişen teknolojilerle şekilleneceğini
söyleyen uzmanlar, markaların, 2030’da yeni müşteri deneyimlerine öncülük etmek
ve müşteri memnuniyetini artırmaları için bugün hangi “fütürist” teknolojilere
yatırım yapmaları gerektiğini ortaya koyuyorlar.
Yapay Zeka
Asistanlarına Yatırım
Çalışmaya
göre, markaların yüzde 62’si müşteri etkileşim stratejilerini geliştirmek ve
müşteri desteği sağlamak için ses tabanlı yapay zeka asistanlarına yatırım
yapıyor. Yüzde 58’lik bir diğer kesim, ses tabanlı yapay zeka asistanlarına
pazarlama ve satış odaklı olarak yatırım gerçekleştiriyor.
Artırılmış
ve sanal gerçeklik (AR/VR) konusunda, markaların yüzde 54’ü tüketicilerin bir
ürün veya hizmetin görünümü ya da kullanımını görselleştirmelerine yardımcı
olmak için yatırım yoluna gidiyor. Markaların yüzde 53’ü ürün kullanımı ve
kendi kendine yapım tekniklerini geliştirmek için AR/VR araçlarını takip ediyor.
Mağaza İçi Reklam
Çalışmaya
göre, markaların yüzde 83’ü mağaza içi reklam, etkileşimli oyun ve kamusal
etkinlikler için holografik (Cisimlerden yansıyan ve dağılan ışığı kayıt altına
alıp onları 3 boyutlu olarak sunan fotografik bir teknik) teknolojiye yatırım
yapıyor ya da yapmayı planlıyor.
Tüm
bu yeni gelişen ve karmaşıklaşan müşteri etkileşimi teknolojileri, markaların
veri yönetimi becerilerini, analitik optimizasyon süreçlerini ve otomatik karar
alım kapasitelerini yeniden şekillendirmeleri gerektiği anlamına geliyor. Elle
tutulur iş sonuçları elde etmek için markaların bu yeni teknolojileri
kullanabilmesi şart. Bu yeni uygulamalar, yankıları gelecekte devam edecek olan
çok anlı pazarlama tekniklerini, anlama, işleme, analiz etme, tasarlama ve
karar verme kapasitesine sahip olacak.
2030’un
Sadakat Faktörleri
Bugün
markaların yüzde 58’i müşteri sadakatini sağlayan en önemli faktörün yüksek
kalite olduğunu söylüyor. Fakat pek çok tüketici de en önemli faktör olarak
düşük maliyetleri ve indirimleri gösteriyor. 2030 için ise tüketiciler,
sadakati sağlayacak en önemli üç teknoloji unsurunun mobil uygulamalar, hızlı
erişim ve akıllı ev sistemleri üzerinden sipariş verme yöntemleri olduğuna
işaret ediyor.
Markalar,
sadakatte yapay zeka, makine öğrenimi ve tahmine dayalı analitiğin de büyük bir
rol oynayacağını kabul ediyor. Uzmanlar, daha derin ve anlamlı müşteri
ilişkileri kurmak ve sadakati artırmak için etkileşimlerin arkasındaki zekayı
sağlamada ve etkileşimlerin sorunsuz gerçekleşmesinde 2030’u bir fırsat olarak
görüyor.
Güvenin
Giderek Artan Önemi
Bugün
belki de markaların önündeki en büyük zorluk, markalarla tüketiciler arasındaki
güven uçurumunun üstesinden gelebilme... Tüketiciler, markaların kişisel
verilerini nasıl işlediği konusunda temkinliler ve bunu değiştirme güçlerinin
olmadığını hissediyorlar. Tüketicilerin sadece yüzde 54’ü markaların verilerini
gizli tuttuğuna inanıyor. Hatta, tüketicilerin yüzde 73’ü kişisel veri
kullanımının “kontrolden çıktığına” inanıyor. Markalar tüketicilerin güven
duymakta zorlanarak verdikleri kullanıcı verilerinin zenginliği sayesinde
sağlayabilecekleri müşteri deneyimini dengelemek için çalışırlarken, bu konu
önlerine bir engel olarak çıkıyor.
Daha
fazla bilgi almak için: sas.com/experience2030 adresini
ziyaret edebilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder