Makineler Empatiden Yoksun! Etik Zeka’ya İhtiyaç Var



İnsanlar tarafından tasarlanan ve denetlenen makineler, mantık üzerinden dizayn edilmiş olsalar da empatiden yoksun bir biçimde çalışıyorlar.

Makinelerin, empatiden yoksun olmalarının şirketler, tüketiciler ve toplum için yol açtığı ya da açacağı sonuçlar tartışılıyor. Doğru olanı yapmak, dijital sistemler giderek daha karmaşık hale geldikçe daha da zor hale gelecek deniliyor. Bu noktada da şirketlerin, etik eğitimi sağlamaları gerektiğinin önemine atıfta bulunuluyor. Gelecekte “Etik zeka önemli olacak, çünkü makineler empatiden yoksunlar” deniliyor.

Dünya Ekonomik Forumu’nun İşlerin Geleceği Raporu’na göre, teknolojinin benimsenmesi arttıkça 2025 yılına kadar tüm çalışanların yüzde 50’sinin yeni yetkinliklere ihtiyacı olacak. Forum, 2025 yılına kadar 85 milyon işin, insanlar ve makineler arasındaki iş bölümündeki bir değişiklikle yer değiştirebilecekleri tahmininde bulunuyor. Şirketler, inovasyon yapmak ve yeni çağda hayatta kalabilmek için önümüzdeki senelerde ihtiyaç duydukları yetenekleri sistematik olarak belirlemelerinin önemine dikkat çekiliyor.

GOOINN, şirketlerin en çok ihtiyaç duydukları yetkinliklerin teknik değil, iş odaklı (Business Related) olduğunun altını çiziyor. GOOINN, yarının iş gücünün ihtiyaç duyacağı ve kurum içi girişimcilerin geliştirmeleri gereken  becerileri ortaya koyan bir çalışma gerçekleştirdi…. 

Beceriye İhtiyaç Duyulacak

Dünyanın önceki zamanlara göre çok daha hızlı geliştiğini ve değiştiğini hepimiz biliyoruz. Yeni dünyada genç nesiller (Gen Z), önümüzdeki yeniliklere öncülük edecekler. Pandeminin de hızlandırdığı etki ile şu anda biyolojik, fiziksel ve dijital teknolojiler deneyimlerimizi ve işin doğasını dönüştürmeye başladılar.

GOOINN, yarının iş gücünün ihtiyaç duyacağı ve yeni nesil çalışanların kendilerinde geliştirmeleri gereken becerileri ortaya koyan çalışmasında, artık yeni nesil çalışanları işe alma ve onları geliştirmenin şirketler için yeni bir meydan okuma (challenge) olduğu ortaya konuluyor. Çalışmada, hem iş hem de teknolojinin tüm yönlerini anlayabilmek için girişimcilik becerilerinin önemli olduğu vurgulanıyor.

Gelir odaklı iş geliştirme kabiliyetlerinin ön plana çıkacağının belirtildiği çalışmada, yapay zeka ile makinelerin doğuştan mantıklı olsalar da empatiden yoksun oldukları vurgulanarak etik zekanın önemine işaret ediliyor.

Teknolojinin Tüm Yönlerini Anlayabilme

Önümüzdeki dönemlerde, hem iş hem de teknolojinin tüm yönlerini anlayabilme becerisi önemli olacak. Teknik olabilir, etik olabilir, işle ilgili (business related) olabilir, birçok farklı karakterin masaya getirilebilinmesinin altı çizilen GOOINN çalışmasında araştırma-geliştirmeden (Ar-Ge) tüketiciye kadar diğer her şeyin önemi vurgulanıyor. Günümüzün karmaşık iş süreçlerinin, çalışanların iş hakkında bütünsel bir bakış açısına sahip olmasını gerektirdiği belirtilirken; çalışanların, şirketin mevcut ve özellikle gelecekteki iş modellerinin arasındaki bağlantıları kavrayabilmelerinin önemi üzerinde duruluyor. Çalışmada, yarının yeteneklerinin işleri ile ilgili birçok konuyu en azından şu anda olduğundan çok daha fazla anlamayı hedeflemeleri gerektiği kaydediliyor.

Girişimcilik Yönü Gelişmeli


İnovasyon ekipleri başarılı olmak istiyorlarsa daha çk girişimci olmaları gerektiğinin altının çizildiği çalışmada, yeni iş gücünün artık sadece geliştirmek istedikleri ürünler açısından değil aynı zamanda kullandıkları süreçler açısında da sınırları zorlamaları gerektiği söyleniyor. Bu nedenle İnovasyon ve Ar-Ge ekiplerinin teknolojik değişime ayak uydurmak için kurumsal sınırları yeniden çizmeyi öğrenmelerinin önemine işaret ediliyor. Açık sistemlere, beta sürümlerine ve sürekli yinelemeye doğru ilerlemenin yerleşik şirketlerde bir medeniyetler çatışması gibi görülebileceğine dikkat çekilirken ancak girişimcilerin bunu yenilik için yapmaları gerektiğine dikkat çekiliyor.

İş birliğinin öneminin de vurgulandığı çalışmada, iyi bir iş birliğinin çabanın merkezinde yer aldığı kaydediliyor. Daha iyi iş birliğinin daha fazla yeniliğe yol açtığından da söz edilen çalışmada kuruluşların kullandığı iş birliği araçları ve süreçlerinin oldukça kritik olduğuna işaret ediliyor. 

Gelir Odaklı Kabiliyetler 

Veriye dayalı bir dünyada, çalışanların sistemleri tasarlarken ve uygularken olduğu kadar iş modelleri hakkında düşünme konusunda da yetenekli olmaları gerekiyor. Nesnelerin İnterneti (İnternet of Things-IoT) ve diğer teknolojiler sayesinde, şirketlerin değer yakalama stratejileri yalnızca pazarlama, satış ve iş geliştirme işlevleriyle değil, aynı zamanda Ar-Ge ve ürün geliştirme ile de şekillendirilebilir. Bu kabiliyeti güçlendirmek anahtar olacak.

Geleneksel şirketlerin çalışanlarından en iyi şekilde yararlanmak için yeni organizasyon yapılarını denemek zorunda kalacaklarının vurgulandığı çalışmada; başarı ile başarısızlık arasındaki tüm farkı bunun yaratacağına vurgu yapılıyor. Şirketlerin özellikle içeriden değişmesinin kolay olmadığına işaret edilen çalışmada; inovasyonla ilerlemek için gereken becerileri belirleme ve kazandırmanın, dönüşüm için harekete geçmeye yardımcı olacağı belirtiliyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

e-Ticaret Yönetmeliği’ne Danıştay Ayarı

Veri Depolamanın Geleceği

Sanal Dünyanın Bilgi Avcıları