Sosyal Medya’ya ‘Açık Rıza’ Freni


Denetimsizliğin alıp başını gittiği; herkesin her şeyi paylaştığı ve her konuda yorum yaptığı hatta ahkam kestiği Sosyal Medya’ya Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’yla (KVKK) ‘açık rıza’ freni getirildiği belirtiliyor.
Hukukçular, 24 Mart 2016 tarihinde yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında Sosyal Medya’nın nasıl kullanılması gerektiğine dikkat çekiyor. Hukuçular, yapılan paylaşımlar ve alınan kayıtlarda kişilerin ‘açık rızalarının alındığından ve yeterince bilgilendirildiğinden emin olunmasında fayda olduğunun altını çiziyor.

Sosyal medyada kurumların ve kişilerin aktif paylaşımları konusuna değinen hukukçular, sosyal medyada yapılan paylaşımlar ve kamuya açık alanlarda yapılan kamera kayıtlarının herkesin endişesinin temel kaynağı olduğuna vurgu yapıyor. Hukukçular, “Hiç şüphe yok ki bir kişinin belirlenebilirliğini sağlayan her unsur kişisel veri niteliğinde; söz gelimi siz kişinin yüzü gözükmeyecek şekilde bir fotoğraf dahi alsanız, giydiği kıyafet, saç rengi gibi bilgilerle kişinin kimliğinin tespit edilebilmesi mümkün ise kişisel verinin işlenmesi gündeme gelecektir” şeklinde konuşuyor.  

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında önem verilen noktanın kişilerin verilerinin amaca aykırı, ölçülülük ilkesine aykırı olarak kullanılmasının önüne geçilmesi olduğunun altını çizen uzmanlar, kişilerin bu konuda aydınlatılmasının önemine işaret ediyor. Uzmanlar, ayrıca kişilerin kamuya açık bir alanda yine meşru amaç ve ölçülülük ilkeleri akılda tutularak, kendilerine ilişkin birtakım verilerin alenileştirildiğinden de ‘haberdar olmaları’nın önemine vurgu yapıyor. Uzmanlar, “Bu bakımdan olaya özgü farklı yorum olabilecekse de muhtemel bir yaptırımdan kaçınmak için yapılan paylaşımlar ve alınan kayıtlarda kişilerin ‘açık rızaları’nın alındığından ve yeterince bilgilendirildiğinden emin olmakta fayda var” diye konuşuyor.

Kişiler ve kurumların en çok dikkat ettiği konu başlıkları arasında yer alan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun yaptırımlarını Tunca Avukatlık Ortaklığı İdari Yargı Yönetici Ortağı Sefa Demirci ve Avukat Sude Özerol anlattı.

Son yıllarda açılan davaların sayısının artması ve kurumların hassasiyet içeren içeriklerle ilgili güncelleme yapmalarına değinen Demirci ve Özerol, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun içeriğine dikkati çekiyor. Sefa Demirci ve Avukat Sude Özerol KVKK ile gelen hakları; “Kişisel veri kavramının sınırlarının doğru belirlenmesi önem arz etmektedir” cümlesiyle özetliyor.

İşin, Veri İşlemekle İlgisi Olmadığı Yanılgısı

Tunca Avukatlık Ortaklığı Avukatları, kişiler ve kurumların, yaptıkları işin veri işlemekle ilgisi olmadığı, bu yönüyle ilgili düzenlemelerin kendilerine etkisinin olmayacağı yanılgısına kapıldıklarını; bunun KVKK’da sıkça karşılaşılan bir durum olduğunu belirtiyor.
Özellikle, kurumların sosyal medya kullanımlarında ve SMS datalarında (veri-bilgi) bulunan kullanıcılar için kişisel veri kavramının sınırlarının doğru belirlenmesi gerektiğini vurgulayan avukatlar, açıklamalarını şöyle sürdürüyor:

“Kişisel veri, kişi ile ilişkilendirilebilecek her türlü veriyi kapsamaktadır. Dolayısıyla her türlü sosyal medya paylaşımında verisi işlenen, bir başka deyişle kullanılan, kişilerin bilgi sahibi olduklarından ve bu hususta açık rızalarının alındığından emin olunması gerekmektedir. Yapılan çekimlerde ve paylaşımlarda kullanılan görsellerin sahiplerinden yazılı izinlerin tam olarak alınmış olması ve paylaşım süreçlerinin bundan sonra başlaması zorunlu hale gelmiştir. Aksi takdirde görüntüleri kullanılan kişilerin kanunda öngörülen başvuru ve şikayet yollarını tükettikten sonra dava açma hakları doğmaktadır.”

Amaca ve Ölçülülük İlkesine Aykırı Kullanma

Hukukçular, kanun kapsamında önem verilen noktanın kişilerin verilerinin amaca aykırı, ölçülülük ilkesine aykırı olarak kullanılmasının önüne geçilmesini ve kişilerin bu konuda aydınlatılmasını sağlamak olduğunu söylüyor. “Ayrıca kişilerin kamuya açık bir alanda yine meşru amaç ve ölçülülük ilkeleri akılda tutularak, kendilerine ilişkin birtakım verileri alenileştirdiğinden de bahsedilebilecektir” diyen hukukçular, “Bu bakımdan olaya özgü farklılar olabilecekse de muhtemel bir yaptırımdan kaçınmak için yapılan paylaşımlar ve alınan kayıtlarda kişilerin açık rızalarının alındığından ve yeterince bilgilendirildiğinden emin olmakta fayda var” uyarısını yineliyor.
“KVKK’ya uymayanlar için cezai sorumluluklar mevcut” şeklinde konuşan hukukçular, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na ilişkin merak edilen konuların başında gelen cezai yaptırımların detaylarını aktarıyor.

Kanunda İki Başvuru Yolu Var

Kanunda; biri kişisel veriyi işleyen veri sorumlusuna başvuru; bir diğeri ise Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na şikayet olmak üzere iki başvuru yolu öngörülüyor. Hukukçular, iki başvuru yolu hakkında detayları şöyle özetliyor:

“Kişiler, verilerini işleyen veri sorumlularına bilgi edinmek üzere, verilerinin silinmesi talebiyle ve kanunda sayılan diğer gerekçelerle başvurabilmektedir. Bu başvuru, kuruma şikayet yolu izlenilmeden önce tüketilmesi gereken bir başvurudur. Bir başka deyişle veri sorumlusuna başvurulmaksızın yahut başvuruya ilişkin yasal cevaplama süresi geçmeden kurumu şikayet yoluna başvurulamayacaktır. Veri sorumlusunun başvuruya ilişkin cevabını takiben aynı gerekçelerle kuruma şikayet yoluna gidebilen kişilerin ayrıca şartları oluştuysa dava açma hakları saklı tutulmuştur. Nitekim kurumun şikayete ilişkin kararından tatmin olmayan başvurucular, kurumun şikayete ilişkin vermiş olduğu kararlara karşı idari yargıda dava açmaları mümkün olacaktır. Ayrıca kurul, şikayete lüzum görmeksizin kendiliğinden inceleme ve denetleme yapabilecektir.”

İdari Para Cezası Var

Kanun kapsamında idari para cezası yaptırımının olduğunu vurgulayan hukuçular, hukuka aykırı olarak kişisel verilerin kaydedilmesi, bir başkasına verilmesi yahut ele geçirilmesi durumunda Türk Ceza Kanunu uyarınca cezai sorumluluklarının gündeme geleceğini de ekliyor.

Çocuklar Siber Tehditlere Daha Açık

Siber suçlular gündemdeki her türlü konudan avantaj sağlamanın yollarını arıyor. Okullara verilen ara da siber saldırıların arttığı önemli dönemlerden biri. Öğrenciler birinci dönemin sonunda tatile girdiklerinde internet üzerindeki faaliyetleri de artıyor. Zamanlarının büyük bir bölümünü bilgisayar veya akıllı telefon ekranına bakarak geçiren çocukları internetteki tehlikelerden korumak bir numaralı öncelik haline geliyor. Kaspersky siber güvenlik uzmanları, çocukların kötü niyetli kişilerin tuzağına düşmelerini engellemeye yönelik tavsiyelerini ebeveynlerle paylaşıyor.

Okul çağındaki çocuklar tatilde zamanlarının büyük bir kısmını tabletler, akıllı telefonlar veya dizüstü bilgisayarlar gibi cihazlarla geçirdiğinden internetteki tehlikelere daha çok maruz kalıyor. Popüler TV dizilerini veya oyun hilelerini indirmek istediklerinde zararlı içeriklerle karşılaşma olasılıkları daha da artıyor. 

Bu da internet güvenliğinin ve gerekli önlemleri almanın önemini daha da artırıyor. Kaspersky tarafından yakın zaman önce düzenlenen bir ankete göre, ebeveynlerin en büyük endişelerinden biri çocuklarının internetteki güvenliği. Bu rapora göre, ebeveynler çocuklarını internette güvende tutmakta zorlanıyor.

Tatil dönemi çocuklar için yalnızca eğlence, oyun ve video izlemeden ibaret değil. Çocuklar bu dönemde aynı zamanda siber zorbalık, uygunsuz cinsel içerikler, şiddet içerikleri, bilgi hırsızlığı ve diğer risklerle de karşı karşıya kalıyor. Bu nedenle çocukların internetteki faaliyetlerine daha fazla dikkat edilmesi gerekiyor. Kaspersky’nin araştırması, ebeveynlerin içerikleri kontrol etmek ve cihazlarda geçirilen süreyi belirlemek için uygulamalardan yardım aldığını gösterdi.

Çocukları ve ailenin geri kalanını internet tehditlerinden korumak ve kötü niyetli kişilerin çocuklara erişmesini önlemek için Kaspersky şunları öneriyor:
Çocuklarınızın bilgisayar, akıllı telefon veya tablette geçirdiği süreyi kontrol etmek için otomatik cihaz engelleme çözümlerini kullanın.

Cihazların ortalık yerde durmasına özen gösterin. Çocukların kendi odalarında internete girmesine izin vermek yerine cihazları herkesin bulunduğu alanlarda tutun. Böylece herhangi bir potansiyel duruma ilk anda müdahale edebilirsiniz.

İnternette birlikte gezin. Çocuğunuzun internette nelere göz attığını görerek onları nasıl güvende tutacağınızı anlayabilir ve yaptıkları hakkında daha anlamlı konuşabilirsiniz.

Sosyal medya, çocuğunuzun kendi kişisel alanıdır. Bu nedenle, bu alandaki faaliyetleri takip etmek özel hayatın ihlal edilmesi olarak algılanabilir. Nelere ilgi duyduğunu anlamak için konuya dahil olmak istediğinizi söyleyin ve eleştiri ya da baskı yapmadan sosyal medyayı nasıl kullandıklarını konuşun.
Çocuklarınıza, internette problemli bir şey gördüklerinde bunu nasıl engelleyeceklerini ve bildireceklerini öğretin.

Kaspersky Security Cloud’un aile sürümüne üye olan ebeveynler, tüm aileyi internette koruma altına alacak özelliklerden yararlanabilir. Bu hizmete dahil olan Kaspersky Safe Kids çözümü de çocukların internet kullanımını ve özel verilerini güvende tutuyor.

Kaspersky’nin Derin Tehdit İstihbaratı

Kaspersky, 1997 yılında kurulan dünya çapında bir siber güvenlik şirketi. Kaspersky’nin derin tehdit istihbaratı ve güvenlik uzmanlığı, dünya genelindeki işletmeleri, önemli altyapıları, devletleri ve tüketicileri korumak için güvenlik çözümlerini ve hizmetlerini sürekli olarak dönüştürüyor. Şirketin kapsamı güvenlik portföyü, sofistike ve gelişen dijital tehditlerle savaşmak için önde gelen uç nokta korumasını ve bir dizi özel güvenlik çözümünü ve hizmetini içeriyor. 400 milyondan fazla kullanıcı Kaspersky teknolojileri tarafından korunuyor ve 270.000 kurumsal müşterinin  en önemli varlıklarını korumasına yardımcı oluyor. Daha fazla bilgi için www.kaspersky.com adresi ziyaret edilebilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dijitalleşmenin Ekonomiye Etkisi

Tarım Bilgi Sistemleri

Güvenlik İçin ‘Elektronik Kimlik’