Küresel Isınma ve İklim Değişikliğinde ‘Uydular’ın Etkisi

Televizyon yayınları (TV), cep telefonları (mobil) ve diğer haberleşme alanları başta olmak üzere; 5G (5. Generation Mobile Technology) ve Nesnelerin İnterneti (IoT-Internet of Things) veya M2M (Machine to Machine) ya da 4.0 Sanayi Devrimi teknolojilerinin en büyük destekçisi olan uzaydaki (dünya yörüngesindeki) uydular ‘Küresel İklim Değişikliği’nin veya ‘Küresel Isınma’nın (buzulların erimesi) en büyük ‘etkeni’ olarak gösteriliyor…Uzmanlar, işlevini tamamlayan ve ‘Uzay Çöpü’ olarak yörüngede bulunan uyduların ise güneş enerjisinin verimliliğini düşürdüğünü savunuyor…

Son günlerde çokça yoğunlukla konuşulan ve tartışılan “Denizlerin ve okyanusların yükselip dünyanın sular altında kalacağı; yeni kıtaların oluşacağı” mevzu belki biraz abartı veya komplo teorisi gibi olsa da gerçeklik payı yok da değil.
Kullandığımız ve hayatımızı kolaylaştıran teknolojilerin sürdürülebilirliğinde önemli unsur olarak görülen ‘uydular’ dünyanın sürdürülebilirliğine ise tehdit oluşturuyor. Uydu üreticisi firmalar çeşitli platformlarda her ne kadar konunun bu yanını dillendirmeseler de; okuduğum ilgili yazı ve haberlerde ‘uydular’ın sakınca oluşturabileceği endişesi gözler önüne seriliyor.

Uydu şirketleri ise yazılan çizilenlerden etkilenmiş olacaklar ki uzaydaki “çöp” niteliğindeki; görevini tamamlamış başı boş uyduların imhası için çeşitli projeler planlayıp; bu projeler üzerinde çalışma sürdürüyor.

‘Uzay Kirliliği’ ‘Uzay Çöplüğü’, ‘Uzay Çöpü’ ya da ‘Uzay Enkazı’ deyimlerini gündemlerine alan uydu ya da uzay şirketlerinin sahip oldukları uyduların yanında; askeri uyduların da azımsanmayacak sayıda olduğu dillendiriliyor. Türkiye de uzayda uydu sahibi olan 58 ülke ve 20 organizasyondan biri…

Uzayın Sorumlu Kullanılması

Uzayın sorumlu ve kurallı şekilde kullanımını savunan ve “Uzay çöplüğü temizlenmez ise tehlike daha da büyüyecek” uyarısında bulunan uzmanlar, 4 Ekim 1957 tarihinde Sovyetler Birliği’nin uzaya gönderdiği ve aynı zamanda uzaya gönderilen ilk insan yapımı araç olan Sputnik’ten sonra uzaydaki uydu sayısının büyük boyutlara ulaştığından söz ediyor. Uzayda, uydularla birlikte Hubble Teleskobu ve Uluslararası Uzay İstasyonu gibi insanlığın uzay bilgisinde ufuk açan çok önemli araçların bulunduğunu da anlatan uzmanlar, “1966 yılında uzayda sadece ABD, Sovyetler Birliği, Kanada, Fransa, İngiltere ve İtalya’ya ait uydular vardı” diye konuşuyor.

Derlenen verilere göre, dünyanın yörüngesinde 1500’e yakın uydunun aktif olarak faaliyet gösterdiğini belirten uzmanlar, ABD, Çin ve Rusya’nın uzaydaki uyduların nerdeyse üçte ikisine sahip olduğunu dile getiriyor. Japonya’nın sahip olduğu 197 uyduyla birlikte; Avrupa da dahil geri kalan diğer bütün ülkeler ise uzaydaki uydu sayısının üçte birini oluşturuyor.
Bugüne kadar 7000’den fazla uydunun yörüngeye oturtulduğu tahmin ediliyor. Aktif ömrünü tamamlayan binlerce uydu ise, yörüngede ‘Uzay Çöpü’ olarak dolaşıyor. Aktif olmayan bu uydular, Uluslararası Uzay İstasyonu ile diğer aktif uydulara en büyük tehdidi oluşturuyor.

Kullanım Süresi Dolan Uydu

Her teknolojik cihazda olduğu gibi uyduların da belli bir ömrü var. Kullanım süresi dolan uydu, o saatten sonra bir uzay çöpü olarak değerlendiriliyor. Tanım olarak dünya yörüngesinde bulunan ama kullanımda olmayan her türlü araç ‘Uzay Çöpü’ ya da ‘Uzay Enkazı’ olarak adlandırılıyor. Ayrıca atmosferde bulunan küçük meteor parçaları hatta uzay araçlarından kopan mikroskobik boya parçaları bile ‘Uzay Çöpü’ olarak sayılıyor.
1960’lı yıllarda kullanım süresi dolan uydular, dünyanın yörüngesine oturtulur ve kendi halinde dönmesine izin verilirdi. Günümüzde de uyduların sayısının artmasıyla birlikte ‘Uzay Çöpleri’ dikkat edilmesi gereken bir konu haline geldi. “Pasif halde bulunan uyduların, kullanımda olan uydulara çarpması istenmeyen bir durum” deniliyor. Bazı uydu şirketleri son zamanlarda pasif olan uydularını; iki uyduyu bir biriyle çarpıştırarak; dünya üzerindeki karadan uzak bölgede ‘imha etme’ yolunu seçiyor.

Ayrıca, araştırma amaçlı dünya dışına gönderilen uzay mekikleri de uzay çöplerinin artmasına neden oluyor. Roket parçaları, kullanılmayan uydular, yapay uydular, füzeler; uzay boşluğunda teleskoplar ve radarlarla görülebilenlerin yanı sıra takip edilemeyenler…Saatte 28 bin kilometre hıza ulaşabilen 10 milyon parça ‘Uzay Çöpü’nün olduğu tahmin ediliyor.

Çözüm Arayışları Sürüyor

‘Uzay Çöplüğü’ sorununa çare bulmak için geliştirilen bazı projeler olmasına rağmen henüz önemli bir ilerleme sağlanamadığı öne sürülüyor. Bu açıdan ‘Uzay Çöplüğü’ sorununun gelecekte daha da büyüme riski bulunuyor. 
Uzay temizliği için Japonların önerdikleri projelerin yanı sıra, yörüngeyi temizlemek için bir diğer önemli proje de, CleanSpace One aracını öneren İsviçrelilerden gelmiş. Hintlilerin de konuya ilişkin bazı projeler üzerinde çalıştıkları kaydediliyor.

Her Türlü Çöp Var!

Uzaydaki en eski çöp 1958’de fırlatılan Vanguard I adlı araştırma uydusu. 16,5 cm çapında­ki ve 1,5 kg ağırlığındaki bu uydu, o zamandan beri yörüngede dolan­maya devam ediyor. Tıpkı binlerce tonluk diğer çöpler gibi… 2012’de irtibatın kaybedildiği Envisat gözlem uydusu da bunlardan biri. Çöpler arasında Uzay İstasyonu’nda görevli astronotların eldivenleri, spatula ve cıvata bile bulunuyor. Uzay çöplerinin yönünün değiştiri­lerek atmosfere yönlendirilmesi ve burada yanarak yok edilmesi planlanıyor. Hatta, 2050 yılında bir uzay çöpü temizleme istasyonunun dahi uzaya gönderilebileceği rivayet ediliyor.

Türkiye'nin Uyduları

Türkiye’nin ilk uydusu Turksat 1B, 10 Ağustos 1994’te fırlatıldı. Aslında ilk uydu Turksat 1A idi ancak 24 Ocak 1994 günü fırlatıldıktan 12 dakika sonra okyanusa düşmüştü. Türkiye Turksat 1B’den sonra 5 uydu daha uzaya gönderdi. Türkiye’nin halen 4 uydusu aktif olarak faaliyetine devam ediyor.
Türkiye’nin 3’ü haberleşme, 3’ü gözlem olmak üzere 6 aktif uydusu var. Türkiye, son olarak 5 Aralık 2016’da askeri amaçla kullanılan ve yüksek çözünürlüklü görüntülemeye imkan veren GÖKTÜRK-1 uydusunu Fransız Guyanası’ndan fırlattı.

Aktif Türk Uyduları:

Türksat 2A - 10 Ocak 2001
Türksat 3A - 13 Haziran 2008
Rasat - 17 Ağustos 2011
GÖKTÜRK 2 - 18 Aralık 2012
Türksat 4A - 15 Şubat 2014

İlk uydularını fırlatış sırası ile ülkeler:

Sıra

Ülke


İlk fırlatma tarihi
1
 SSCB
4 Ekim 1957
2
 ABD
1 Şubat 1958
3
 Fransa
26 Kasım 1965
4
 Japonya
11 Şubat 1970
5
 Çin
24 Nisan 1970
6
 İngiltere
28 Ekim 1971
7
 Hindistan
18 Temmuz 1980
8
 Israil
19 Eylül 1988
9
 İran
2 Şubat 2009
10
 Kuzey Kore
12 Aralık 2012

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dijitalleşmenin Ekonomiye Etkisi

Tarım Bilgi Sistemleri

Güvenlik İçin ‘Elektronik Kimlik’