Endemik Bitkiler ‘Ebedi’ Koruma Altında


Sürdürülebilir bir iklim ve sürdürülebilir bir dünyanın en önemli unsurlarından sayılan bitki ve çiçek türleri bilim ve teknolojide yaşanan gelişmeler paralelinde; özel bir önemle koruma altında tutulmaya çalışılıyor. Endemik bitki türü, belirli bir ülke veya bölgede (yerel) yetişen ve ender bulunan bitki türü olarak tanımlanıyor.
Geçtiğimiz yıllarda Kocaeli Gebze Teknik Üniversitesi endemik bitkilerin sınırsız süreli koruma altına alınması amacıyla geçtiğimiz yıllarda bir çalışma başlattı. Üniversitesi’te bünyesinde kurulan ‘Kriyo Bankası’nda (dondurma yöntemi uygulanan tohum bankası) yok olma tehlikesi altındaki bitki türleri sınırsız süreyle korunuyor.

Endemik bitki türleri açısından dünyanın dikkat çeken ülkelerinden biri olan Türkiye’nin yok olma tehlikesi altında bulunan ve tohum bankalarında uzun süre saklanamayan endemik bitkiler bu yolla süreli koruma altında tutulmuş olacak.  

TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı) Ankara Temsilciliği’nde 4 Aralık 2019 tarihinde gerçekliştirilen “Ankara’nın Çiçekleri” toplantısında da Türkiye’nin bitki türleri bakımından çok zengin bir ülke olduğunun altı çizilirken; fakat Türkiye’nin sahip olduğu bazı bitkileri kaybettiği bazı bitkileri de kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğuna vurgu yapıldı. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Mecit Vural ve Dr. Necati Yalçın tarafından gerçekleştirilen sunumda Türkiye’deki ağaç ve bitki kaybının hava kirliliğine sebebiyetin hemen hemen yarısı olduğuna işaret edilerek, bu kaybın önlenmesi durumunda kaliteli bir havaya kavuşmamızın mümkün olabileceği belirtildi. Hava kirliliğinin önlenmesi halinde de kirlilik nedeniyle yaşanan ölümlerin yüzde 13 düzeyinde azalacağına dikkat çekildi.

Bitkilerin yer yüzünde yaşamın ‘anahtarı’ olduğunun altının çizildiği toplantıda, Türkiye’de 181 memeli hayvan türü, 460 kuş türü, 141 sürüngen ve 11 bin bitki türü; Avrupa’nın (12 bin 500-2 bin 500 endemik) tamamına neredeyse eşit ve 4 bini endemik olan bitki bulunduğu; bitki ve hayvan türü bakımından dünya üzerinde 37 bölgenin özel öneme sahip olduğu ve bunlandan 3’nün de Türkiye’de bulunduğu anlatıldı. Dr. Necati Yalçın dünyanın sürdürülebilirliği açısından çok büyük önem taşıyacak olan; İç Anadolu Bölgesi’nde kutba yakın 10 bin yıllık ‘Acı Bakla Tohumu’ bulunduğunu aktardı ve Ulusal Tohum Gen Bankası’ndan sözetti. Türkiye Endemik Bitkileri Projesi kapsamında toplanan endemik bitkilerin tohumları Ulusal Gen Bankası’nda koruma altına alınmış durumda.

Dünyada biyolojik çeşitlilik kuzeyden güneye ve batıdan doğuya doğru artış gösteriyor. Ülkemiz ise, kuzey ile güney, batı ile doğu arasındaki geçiş noktası olarak, üç farkı biyocoğrafik alanı birleştiren ve geçiş formları ile birlikte, Avrupa-Sibirya, İran-Turan ve Akdeniz olmak üzere üç biyocoğrafik alanı kapsayan bir ülke konumunda

Öte yandan, Rio de Janerio’da 1992 yılında gerçekleştirilen (Türkiye’nin de taraf olduğu) Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde biyolojik çeşitliliğin azalmasının önemli bir sorun olduğu ve bu azalmanın uluslararası çaba sarf edilmeden önlenemeyeceği kabul edilmişti.

Bitki Tohum Bankaları

Uzmanlara göre, bitkilerin tohumları, botanik bahçeleri ve arberatoryumlarda saklanabiliyor. Ancak saklanması zor olan türler için mutlaka ‘Kriyo Bankaları’ kurulması gerekiyor. Kriyo bankaları hem ‘bilimsel’ hem de ‘ticari’ olarak öne çıkacak türlerin uzun süreli korunması için çok büyük bir öneme sahip. Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan bitkileri korumak için Türkiye’de çeşitli tohum bankaları kurulmuş durumda ama buralardaki saklama sürelerinin bazı türler için sınırlı olduğuna dikkat çekiliyor. Kriyo bankasının en önemli özelliklerinden biri saklama süresinin sınırsız olması. Kriyo bankasında eksi 196 santigrat derecede (Metabolizma tamamen duruyor) saklama gerçekleştirildiği için teorik olarak tohumlar sonsuza kadar saklanabiliyor. Bu yöntemle şu anda saklanan tohumlar ya da bitkisel parçalar 200 sene sonra çıkartıldıklarında dahi aynı özellikte ve aynı kalitede bulunuyor.

Uzmanlar, Türkiye’nin, Akdeniz ve Yakın Doğu olmak üzere iki önemli gen merkezinin kesiştiği noktada yer aldığını belirtiyor. Bu kapsamda, Kazdağları, genetik çeşitlilik açısından ülkenin en önemli noktalarından biri olarak öne çıkıyor.
Türkiye’de 100’den fazla türün geniş alana yayıldığı birçok tıbbi bitki ve meyve ağacı gibi ekonomik açıdan önemli bitki türlerinin kaynağı veya çeşitlilik merkezi durumunda olan 5 mikro gen merkezi bulunuyor. Bu merkezler, dünyada yaygın olarak yetiştirilen birçok bitki türünün gelecekteki sürdürülebilirliği için çok önemli genetik kaynaklar sunuyor.
Çok sayıda tıbbi ve aromatik bitkinin ve endüstri bitkilerinin genetik kaynakları da Türkiye’de bulunuyor. Çeşitlilik bakımından en zengin ağaç cinsi meşeler olurken, bunu çamlar izliyor.
Biyolojik Çeşitlilik, 1- Genetik Çeşitlilik, 2- Tür Çeşitliliği, 3- Ekosistem Çeşitlilik olmak üzere 3 kategoriye ayrılıyor.

Gen Koruma ve Yönetim Alanları

Gen Koruma ve Yönetim Alanları (GEKYA) kavramı, “Türkiye Bitki Genetik Çesitliliğinin Yerinde (in-situ) Korunması” projesi (1993-1998; GEF-1 Projesi) kapsamında geliştirilmiş. Bu proje ile tarımsal bitkilerin yabani akrabalarına ait gen kaynaklarının yerinde korunması konusunda gerekli kurumsal ve personel kapasitesi geliştirilmiş ve GEKYA oluşturulması ile ilgili çalışmalar yapılmış. GEKYA; seçilmiş bitki türlerinde genetik çeşitliliği yerinde korumak için doğal ya da yarı doğal alanlardan seçilen yerler. GEKYA’lar aynı zamanda; Endemik, tehlike altında olan ve ekonomik bakımdan önemli ve hedef tür olarak belirlenen bitki türlerinin populasyonlarında evrimsel oluşum ve değişimlerin sürekliliğine olanak veren alanlar.

Yeni Bir Kavram Olarak; Biyoteknoloji

Sözcük olarak yeni bir kavram olan Biyoteknoloji “Uygulamalı Yaşam Bilimi” anlamına geliyor. Uzmanların tespitlerine göre, biyoteknoloji, kavram olarak yeni olmakla birlikte, fiilen yüzyıllardır uygulanmış.
Nüfusu hızla artan Dünyanın sağlık ve gıda probleminin çözülmesinde genetik kaynaklara dayanan buluşların büyük bir potansiyeli bulunuyor. Genetik kaynaklar, insanlık için şimdiden ya da gelecekte kullanım imkanı veya değeri olan biyotik unsurları kapsıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Veri Depolamanın Geleceği

e-Ticaret Yönetmeliği’ne Danıştay Ayarı

Dijitalleşmenin Ekonomiye Etkisi