Tarih Teknolojiyle Aydınlanıyor


Bilişim teknolojilerinin hemen hemen bütün sektörlerde ve alanlarda kullanımı gündelik yaşantımıza önemli kolaylıklar ve avantajlar sağlıyor. Teknolojiler, insan yaşamını mümkün olduğu ölçüde olumlu yönde etkilemeye devam ederken; her yere ve her şeye yeni boyutlar kazandırıyor. Teknolojinin kötü amaçlı kullanımı ise insan ve insanlık için yıkıcı sonuçlar doğurabilme riski taşıyor.

Teknolojinin kötüye kullanılma havasından uzak bir atmosferde Anadolu Medeniyetleri’nden Yansımalar ya da Anadolu Medeniyet Konferansı’nı dinlemek bana bir hayli bir keyf verdi. İnsanın geçmişini; hayatlarını tarih ve arkeolojiye, sanat tarihine adamış tecrübeli üniversite hocalarının ağzından dinlemek günümüz karmaşasından uzak bir gün geçirmemi sağladı.  
Üniversiteler, teknolojinin en çok ve en sık kullanıldığı kurumlar arasında yer alıyor. Tarih, arkeoloji ve sanat tarihi bölümlerinde teknolojinin sağladığı kolaylıklardan yararlanılarak tarihe ışık tutuluyor. 

28 Kasım 2019 tarihinde Türk Japon Vakfı’nda gerçekleştirilen konferansta “Tarih Öncesi Çağlarda Anadolu Kültürleri’ne Genel Bir Bakış”ı Ankara Üniversitesi (A.Ü) Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi (DTCF) Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Haluk Taşkıran; “Son Araştırmalar Işığında Bronz Çağı’nda Orta Anadolu” konusunu A.Ü DTCF Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Yıldırım; “Klasik Dönem Anadolusu’na Başkent Ankara’dan Bir Bakış”ı A.Ü DTCF Klasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeynep Çizmeci Öğün; “Türkiye’nin Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Çağları’nın Kültür Mirası’ndan Kesitler”i ise A.Ü DTCF Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kenan Bilici aktardı.

Anadolu Kültürü Tanıtılamıyor

Vakıf19, Türk Japon Vakfı ve Ankara Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirilen konferansın ilk konuşmacısı Prof. Dr. Haluk Taşkıran,  Anadolu kültüründe çok sayıda mozaikler olduğuna işaret ederek, “Bu mozaik kültürü yurtdışında tanıtamıyoruz” diye konuştu. Anadolu’yu tanıtmanın bizim esas görevimiz olduğunun altını çizen Taşkıran, “Sinerjimizi birleştirerek daha geniş kitlelere ulaşmak istiyoruz” dedi. İnsanlık tarihinin 2.5 milyon yıl öncesine dayandığına vurgu yapan Taşkıran, Milattan Önce (MÖ) 7000 yıl öncesinde de ‘yerleşik hayat’a geçildiğini anlattı. İnsanlığın Afrika Kıtası’nda ortaya çıktığını belgelerle ortaya koyan Taşkıran, Afrika Kıtası’nın insanlığın beşiği olduğunu, ancak insanlık tarihinin yüzde 90’ının Anadolu’da geçtiğini savundu. Taşkıran, insanın kullandığı kalıntılarından olan ‘yontma taş’lara ilişkin bulgulardan söz ederken; göçlerin 2 milyon yıl önce başladığını; insanın 750 bin yıl öncesinde de ateşi kullanmayı bildiğini aktardı. Taşkıran, göçler sırasında izlenen rotanın aynı zamanda hayvanların rotası olduğunu öne sürdü. Buzul Çağı’nda insanların mağaralarda yaşadığına değinen Taşkıran, “Yontma Taş Devri” insanlarının ilk izlerine Anadolu’da Hatay’da rastlandığını aktardı. Taşkıran, Anadolu’da 1.2 milyon yıl öncesi ilk ‘iskan’ yerinin ise Denizli Kocabaş yöresi olduğunu kaydetti. Taşkıran, insanlığın diğer bölgelere göçünün de Anadolu üzerinden gerçekleştirildiğini söyledi.

Kaplama Tekniği’nden Yararlanılmış

Konferansın ikinci konuşmacısı Prof. Dr. Tayfun Yıldırım da Bronz Çağı’na ilişkin ve Erken, Orta, Geç Tunç Çağları’na ilişkin bilgi aktarırken, Anadolu’da Hitit döneminde kaplama tekniğinin çok iyi bilindiğini ve ‘moda’nın takip edildiğini aktardı. Yıldırım, günümüzde bu kaplamalarda hangi madenlerin kullanıldığının teknoloji ile ayırt edilebildiğine değindi. Bronz Çağı’nın başlangıcının MÖ 3200 yıl öncesine gittiğini dillendiren Yıldırım, insanlığın ziraat, hayvan yetiştiriciliği, dokumacılık, ticaret, yoğun tunç kullanımı, nüfus artışı, beylerin idaresinde surlarla çevrili şehirlerin kurulumu ve gerçek kentleşme evrelerinden söz etti. Alacahöyük, Mezopotamya ve Kafkas kültürlerinin karşılaştırmasını da yapan Yıldırım, Anadolu’da keşfedilen halk mezar buluntularının prens ya da prenseslere ait mezar buluntularını aratmadığını vurguladı.

Ankara Keçisi Know-How’u Yok Oldu

Prof. Dr. Zeynep Çizmeci Öğün de Klasik Dönem Anadolusu’na Başkent Ankara’dan bakarak, Ankara Kedisi ve Ankara Keçisi’ne ilişkin bilgiler paylaştı. Öğün, Ankara Keçisi’nin Güney Afrika’ya götürülmesinden sonra, Ankara Keçisi’ne ilişkin know-how’ın (veri: bilgi altyapısı) yok edildiğini ileri sürdü. Ankara Savaşı’nın uzun bir süre şehrin yoksullaşmasına yol açtığını ifade eden Öğün, kentin Cumhuriyet Dönemi’nde tekrar zenginliğe kavuştuğunu anlattı. Öğün, Ankara’nın Klasik Dönem’de ‘Galat Bölgesi’ olarak anıldığına işaret ederek, Ankara’daki Keltler’in varlığından da söz etti. Ankara şehrinin kuruluş efsanelerinden örnekler sunan ve  Augustus Anıtı’nı anlatan Öğün, Ankara’da 3 tane Roma Hamamı bulunduğunu, Antik Tiyatro’nun 10 bin kişilik olduğunu ve dönemine göre ileri teknoloji olarak görülen ‘Su Oyunları’nın da Tiyatro’da izlendiğini aktararak, “Ankara Antik Dönem’de bir sağlık merkezi idi” şeklinde konuştu.     

Türkiye’nin Acıklı Kültür Politikası

Türkiye’nin Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Çağları’nın Kültür Mirası’ndan Kesitler”i tek tek aktaran konferansın son konuşmacısı Prof. Dr. Kenan Bilici, Türkiye’nin kültür tarihinin bir gelişim ve dönüşüm tarihi olduğuna işaret etti. Bilici, İstanbul’da bulunan cami mimarilerinden bilgiler sunarken, Dikilitaş, Çemberlitaş’ın hikayelerini anlatıp, İstanbul’un Sarayları’ndan bilgiler aktardı. Bilici, Dolmabahçe Sarayı’nın özel bir öneme sahip olduğunun altını çizerken, “Türkiye’nin acıklı bir kültür politikası var” diye konuştu.
Konferansa akademisyenlerin yanı sıra, tarih, arkeoloji ve sanat tarihine ilgi duyan kişi ve uzmanlar, Vakıf19 Çorumlular Vakfı Başkanı Alper Bilan, Türk Japon Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nejat Bora Sayan ve Vakıf çalışanları katıldı.

Teknoloji Destekli Tarih Öğretimi

Teknoloji Destekli Tarih konusu son dönemlerin ilgi çeken konularından birisi olurken; bu alana ilişkin araştırmaların yok denecek kadar az olduğunu gözlemledim.  
Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nden Prof. Dr. Mustafa Safran danışmanlığında yürütülen doktora tezini Çankırı Karatekin Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Yrd. Doç.Dr. Tuba Şengül Bircan hazırlamış. Çalışmada, Teknoloji destekli tarih öğretiminin öğrencilerin mekan algılarına ve akademik başarılarına etkisi incelenmiş. Çalışmaya göre, teknolojinin tarih dersi içindeki varlık mücadelesi, son yıllarda önemli bir kazanım elde etmiş ve yeni tasarımlar uygulama şansı bulmuş.
Bircan, teknoloji destekli tarih öğretiminin öğrencilerin akademik başarılarına ve mekan algılarına etkisinin ne düzeyde olduğunu ortaya koymuş. Araştırmada teknoloji destekli tarih öğretiminin uygulandığı deney grubu öğrencileriyle geleneksel yöntem uygulanan kontrol grubu öğrencileri arasında öğrencilerin akademik başarı ve mekan algıları yönünden deney grubu lehine anlamlı bir farklılık saptanmış.

Bir diğer araştırmada “Tarih Öğretiminde Bilgi ve İletişim Teknolojileri: Kuram ve Uygulama” başlığı ile Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. İbrahim H. Öztürk’e ait.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

e-Ticaret Yönetmeliği’ne Danıştay Ayarı

Veri Depolamanın Geleceği

Sanal Dünyanın Bilgi Avcıları