Türkiye’nin Su Yasası Yok


Yaşamsal kaynaklarımızın en başında gelen su, artan nüfus, iklim değişiklikleri, kuraklık, çevre kirliliği ve bilinçsiz kullanım gibi sebeplerle azalıyor; ülkeleri su sıkıntısı tehdidiyle baş başa bırakıyor. 2050 yılında su sıkıntısı çeken ülkelerin sayısının 54’e, bu şartlarda yaşamak zorunda kalan insanların sayısının da 3,76 milyara yükseleceği öngörülüyor.

Yaşamın vazgeçilmezi, kamu ve doğal kaynak ‘Su’ya ilişkin Türkiye’de henüz bir yasa yok. 1930’lu yıllarda hazırlanan 831 Sayılı Sular Hakkında Kanun su yönetimindeki çok başlılığa son vermede ihtiyacı karşılamaktan uzak duruyor. Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, suyun tarımsal alan ve kentsel kullanımına yönelik çeşitli problemler olduğuna işaret ederek, Türkiye’de su yasasının hala gündemde olmadığını ve su altyapısının güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Su yönetimi ve depolama konusundaki eksiklikleri de ortaya koyan Yıldız, TEMA Vakfı Ankara Temsilciliği’nde yaptığı sunumda, “Türkiye’nin Geleceği’nde Su” konusunu anlattı. Yıldız, suyla ilgili sosyo ekonomik bir verinin olmadığını da öne sürdü. Yıldız, suyun spekülasyonlara ve gerçekçi olmayan politikalara alet edilecek kaynak olmadığının üzerinde durdu.  

Sunumunda deprem konusuna da değinen Yıldız, Türkiye’de ve özellikle de İstanbul’da depremin yeniden gündemde olduğunu söyledi. Yeni bir ‘deprem seferberliği’ ilan edildiğini hatırlatan Yıldız, depremle ilgili büyük bir ‘hazırlıksızlık’ olduğunu belirtti. Bu durumun da toplumsal kargaşa ve travmaya yol açabileceğini anlatan Yıldız, toplumsal altyapıda eksiklikler bulunduğunu, depremle baş edebilirliğe ilişkin Türkiye’de bir ölçümlemenin de olmadığına işaret etti. Olası bir İstanbul depreminde 2.5 milyon insanın aniden evsiz kalabileceğine değinen Yıldız, sorunların çözümüne ilişkin dernek olarak kendilerinin de katkıda bulunacaklarını açıkladıklarını duyurdu.
Türkiye’deki düşünce yapısının değiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Yıldız, ilgili platformlarda Depremde Su Politikaları Ne Olmalı? Konusunu sıklıkla tartıştığını kaydetti. Yıldız, depreme ilişkin bir su politikasının olmamasının ikinci bir felakete yol açabileceği uyarısında bulundu. Japonya’da yer altı sularının da kayıt altına alındığını anımsatan Yıldız, olası bir deprem durumunda Türkiye’de de yer altı sularının kullanılabileceğini belirtti.

Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada su bakımından komşularına göre şanslı durumda olduğunu dile getiren Yıldız, sorunun suyun dağıtımında yaşandığını dile getirdi. Yıldız, su üzerinde yapılan ticaretin aktörlerinin geçmişte belirlendiğini, ancak su politikaları sisteminin pazara alet edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Suyun enerji için kullanılmasına ilişkin itirazlarda bulunduğunu dile getiren Yıldız, önümüzdeki dönemler için geleceğin tahminini yapmanın zor olduğunu belirtti.
Suyun kullanımında rehber niteliğinde olan Ulusal Su Planı’nın 4 ay önce yayımlandığını anımsatan Yıldız, dernek olarak su konusunda eğitim vermeye hazır olduklarına dikkati çekti.

Akıllı Kent Suyu-Dijital Su

Su tüketiminin azaltılması ve su tasarrufunun sağlanması amacıyla Akıllı Su Altyapısı: Akıllı Su Yönetimi, Akıllı Su Şebekesi ve Sayaçları, Akıllı Sulama, Akıllı Binalarda Atık Su Yönetimi bileşenlerinden oluşuyor.
Milli bir servet olarak nitelendirilen içme suyunun tasarruflu ve kontrollü kullanımının sağlanması için de son yıllarda popüler hale gelen ön ödemeli su sayaçlarından yararlanılıyor. Bu amaçla, çok sayıda köye dijital su sayacı takılıyor.
Öte yandan, temassız sıvı seviyesi tespiti elde etmek için de yüksek hızda çalışma kapasitesine sahip güçlü; gelişmiş sinyal işleme teknolojisi içeren ‘sıvı sensör sistemleri’ kullanılıyor.

Akıllı Altyapı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Akıllı Kentler ve Kentsel Dönüşüm için hazırladığı 2019-2022 Akıllı Kentler Strateji ve Eylem Planı Projesi, çeşitli sistemlerden yararlanılmasına olanak tanıyor.
Bu sistemler, sensörlerle toplanan verileri izleyen, ölçen, analiz eden ve ileten, daha gelişmiş performans ve kullanıcı deneyimi için kullanıcı taleplerindeki ve çevredeki değişikliklere akıllı şekilde yanıt verebilen ve kamusal değer oluşturan sistemler olarak tanımlanıyor. 

Suyu Akıllı Kullanan Binalar

Sürdürülebilir bir çevre yaklaşımı ile yürütülen çalışmalar, tatlı su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine de dikkat çekiyor. İlgili platformlarda tüm şirketlerin ve bireylerin, tatlı su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine katkısı olması gerektiğinin altı çiziliyor. Tatlı su elde edilmesinde; deniz suyunun arıtılmasından da yararlanılıyor.

2050 İçin Yol Haritası

Ülkeler, küresel iklim değişikliğine karşı ve yaşanabilecek muhtemel su sıkıntısına karşı yeni yol haritası oluşturmak amacıyla 2050 yılı nüfusuna göre kentleri hazırlıyor. Sahil kentleri için ayrıca, Çamur Yönetimi Master Planı da oluşturuluyor.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

e-Ticaret Yönetmeliği’ne Danıştay Ayarı

Veri Depolamanın Geleceği

Sanal Dünyanın Bilgi Avcıları