Uluslararası Zeytin Gen Bankası
Anadolu’da
kurulan çeşitli medeniyetlerin topraklarında 6000 yıldır yeşeren ve yetişen zeytinin
bu topraklara hep barış, sağlık ve güzellik getirdiği rivayet edilir… Zeytin’e Anadolu’da
aynı zamanda insanların uzun ömürlü olmalarının formülü olarak bakılır. Bu
defaki yazıda özellikle biraz teknoloji, biraz biyoloji ve çoğunlukla da tarımı
ilgilendiren ‘Zeytin Gen Bankası’na yer vermek istedim. Zeytin ve
zeytinciliğin bizim ailemizde özel bir yeri olduğundan ve zeytini de oldukça
sevdiğimden ötürü uzun yıllardır konuşulan; Tarım Bakanlığı’nın 1971 yılındaki kararı ile
kurulan ‘Zeytincilik Araştırma Enstitüsü’nün bünyesinde bulunan ‘Uluslararası Zeytin Gen Bankası’nı irdelemenin peşine düştüm.
Zeytinin
anavatanı olan ülkemizde zeytin çeşitleri oldukça zengin. ‘Zeytincilik
İstasyonu’ adıyla 1937’de kurulan merkez tarafından yürütülen ülkemizdeki
zeytin çeşitlerinin belirlenmesi çalışmaları 1967 yılında başladı.1969 yılında
da 88 yerli çeşitten ‘Yerli Zeytin Çeşitleri Koleksiyonu’ oluşturuldu. 1974
yılında ise İspanya, Fas, Yunanistan, Fransa, Tunus, Cezayir, Şili, Irak, İran,
Suriye ve İtalya’nın önemli zeytin çeşitlerinden aşı kalemleri ithal edilerek, 28
yabancı zeytin çeşidinden ‘Yabancı Zeytin Çeşitleri Koleksiyonu’ meydana getirildi.
Yerli ve yabancı zeytin çeşitlerinden oluşan ‘Zeytin Gen Bankası’ Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı’na bağlı Zeytincilik Araştırma Enstitüsü’nün İzmir Kemalpaşa Üretim
ve Araştırma Sahası’nda yer alıyor.
Bakanlık ayrıca, kendi bölgelerindeki zeytin çeşitlerinin korunması için de
Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü, Alata Bahçe Kültürleri
Araştırma Enstitüsü,Gaziantep Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü ve Batı Akdeniz Araştırma
Enstitüsü’nü görevlendirmiş durumda. Türkiye’de ‘Bitki Gen Kaynakları’
konusunda sorumluluk Zeytincilik Araştırma Enstitüsün’de bulunuyor.
Zeytin Gen Bankası’nda bulunan zeytin çeşitlerinin kendine
has özellikleri incelenerek, bu çeşitlerin soğuk,kuraklık,hastalık ve
zararlılar gibi değişik olaylara karşı tepkileri saptanıyor. Zeytincilik
Araştırma Enstitüsü ve diğer araştırma enstitülerinde yapılan melezleme
çalışmaları sonucu bulunan yeni çeşitler, Kemalpaşa’daki gen bankasına
konularak, Enstitü tarafından tescilleri yapılıyor. Zeytin çeşitlerinin
özelliklerinin belirlenmesinde Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nin ‘Dünya Zeytin
Koleksiyonu Projesi’ kapsamında ve Avrupa Birliği ülkelerinin de
kullandığı tanımlama metodu geçerli kabul ediliyor.
Geçtiğimiz
yıl Aralık ayında açıklanan ‘Tarımda Yeni Eylem Planı’nda da yine Zeytincilik
Araştırma Enstitüsü bünyesinde bulunan İzmir Bornova Uluslararası Zeytin Gen
Bankası’nın açılışı duyurulmuştu. Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde
yetişen zeytin çeşitleri, Zeytincilik Araştırma Enstitüsünce oluşturulan ‘ulusal’ ve ‘uluslar
arası’ arazi gen bankalarında muhafaza edilerek; çeşitlerin yok olma riskinin
ortadan kaldırılması ve lezzetlerinin gelecek nesillere aktarılması sağlanıyor.
Mobil Zeytinyağı İşleme Tesisi
Dünyada
bin 200 zeytin çeşidi olduğu belirtilirken, farklı isimlendirmeler altında ise 3000 zeytin
çeşidi olduğu ifade ediliyor. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün (Food and Agriculture Organization-FAO) Olea
Veri Bankası’na göre de 2000 zeytin çeşidi var... Türkiye, zeytin gen
kaynakları için önemli bir yere sahip. Ulusal Zeytin Koleksiyon Bahçesi, Bornova’daki
Zeytin Gen Bankası’nın olduğu bölgede yer alıyor.
Zeytin
çeşitlerinin çoğu üreticiler tarafında kullanılıyor olmasına rağmen çeşitlerin
çok az bir kısmı zeytinyağı veya sofralık zeytin pazarında ekonomik potansiyele
sahip. Bu nedenle üreticiler yerel çeşitleri bilinen zeytin çeşitleri ile
değiştirmek istiyorlar.
Zeytin
çeşitlerinden yüksek kaliteli yağ üretebilmek için bir Mobil Zeytinyağı İşleme
Tesisi tasarlanmış. Böylece bu yerel çeşitlerin kendine özgü tat ve aroması ile
bileşenleri zeytinyağının içinde korunmuş ve kendi yörelerinde yetiştirilmeye
devam edilmiş olacak. Sonuçta katma değeri yüksek bu ürünlerle zeytin
üreticilerinin geliri yükselmiş olacak.
Uluslararası Zeytinyağı Konseyi
Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nin mevcut ve
gelecekteki varlığı için ciddi sorumluluk alan Türkiye, konsey için anahtar
rolünü de açıklayarak, gerekli belgeleri şimdiye kadar teslim eden pek az
ülkeden birisi konumunda.
Türk
zeytinyağı sektörüne dair makaleler, sofralık zeytinin işlenmesinde inovasyonlar,
zeytinyağı kimyasına dair yüksek bilimsel değere sahip belgeler ve zeytin atık
sularının iyileştirilmesi ve Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin yapısı ve
rolüne dair bir sunum Uluslararası Zeytin Konseyi’ne Türkiye tarafından teslim
edilmiş bulunuyor.
Konsey’in
yayımladığı ‘Olivae’ isimli derginin 123’üncü sayısında Türkiye’ye özel bir yer
verilmiş… Bu sayı, zeytinyağı ve sofralık zeytin sektörüne dair şimdiye dek hiç
bir üye ülkenin sunmadığı eksiksiz bir genel bakış ortaya koyuyor.
Türkiye,
Uluslararası Zeytin Konseyi ve tüm üye ülkelerin yararı için 2016 yılında bir
de “Dünya Zeytin Günü” etkinliği düzenlemiş.
Zeytin Ağacı Bütün
Ağaçların İlki
Olivae
Dergisi’nin Türkçe versiyonundan toparladığım bilgiler doğrultusunda Akdeniz
uygarlığının sembolü olan zeytin ağacı, tarih boyunca bu bölgede kurulan tüm
uygarlıkların temelini oluşturmuş. Zeytinin anavatanının ve gen merkezinin
Güneydoğu Anadolu olduğu ezelden beri biliniyor. Son yıllardaki çalışmalarda
Hatay, Kahramanmaraş ve Mardin şeridinde zeytin ağacının en alt türüne
rastlanılmış olması bu yargıyı kesinleştiriyor. Güneydoğu Anadolu’da ilk
yerleşimini tamamlayan zeytin, Batı Anadolu’ya ve oradan da Ege adaları yolu
ile Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya’ya kadar uzanmış. Zeytin
yetiştiriciliğinin ilk insanlarla birlikte başladığı kabul ediliyor ve “Zeytin
bütün ağaçların ilkidir” deniliyor.
Arkeolojik
ve jeolojik buluntular da zeytinin M.Ö. 6000 yılından beri kullanıldığını
gösteriyor. Zeytinden yağ elde edilmesinde kullanılan ilk yöntem, zeytinlerin
önce ayakla ezilmesi ve sıcak su ile yağının alınması şeklinde olmuştur. Bugün
için dünya üstünde bulunmuş en eski zeytinyağı tesisi, M.Ö. 6. Yüzyıla ait ve
Türkiye’nin batısında bulunan İzmir’in Urla ilçesi yakınlarındaki antik
Klazomenai kentinde bulunuyor. Tüm Akdeniz insanlarında olduğu gibi, Oleacea
ağaç familyasının bir üyesi olan zeytinin anavatanı olan Türkiye’de de
zeytinyağı insanlar için çok önemli bir gıda. Türk mutfak kültüründe
zeytinyağlı yemekler önemli yer tutuyor.
Dünya’da
sağlıklı beslenme konusuna olan ilgiye paralel olarak Türkiye’de zeytinyağı
tüketimi giderek artıyor. Son yıllarda Türkiye zeytin yetiştiriciliğinde önemli
ilerlemeler kaydederken; dünya çapında pazarlanabilir sofralık zeytin üretimi
hem nitelik ve hem de nicelik açısından artıyor. İleri teknolojili ve yüksek
kapasiteli işleme tesisleri kuran Türkiye, zeytinyağı çıkarma, rafinajı ve
ambalajı konusunda faaliyet gösteren çok sayıda firmaya sahip. Önümüzdeki
yıllarda Türkiye gelişimini daha da ileriye taşıyacak ve küresel ticaret payını
arttırmaya devam edecek…
Yukarıda
da vurguladığım üzere zeytinin anavatanı veya bitki gen merkezi Anadolu. Dünyada
38 ülkede ekonomik anlamda zeytin üretimi yapılıyor. Bu ülkelerin 30 tanesi
kuzey yarım kürede, 8 tanesi ise güney yarım kürede yer alıyor.
Tohum
Gen Bankası
Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü (ETAE) bünyesinde, 1964
yılında kurulan ve dünyadaki ilk gen bankalarından biri olma niteliğindeki Ulusal
Gen Bankası,1974 yılında uluslararası standartlarla donatılan ülkemizin ulusal
nitelikli ilk Tohum Gen Bankası.
Ulusal Gen Bankası, koleksiyonları araştırıcıların
taleplerine açık tutma prensibi gereği, sadece araştırma amaçlı kullanıma izin
veriyor. Ticari amaca yönelik herhangi bir dağıtım yapılmıyor. Ancak ilgili kurumların
ve üniversitelerin bölüm başkanlıkları kanalıyla gönderilen resmi talepler
karşılanıyor.
Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Ulusal Gen Bankasına
ulaşan materyal talepleri inceliyor ve Gen Bankasındaki koleksiyonları tarıyarak
cevap veriyor.
Yorumlar
Yorum Gönder