Türkiye’nin Yeni İletişim Köprüleri


Türkiye’nin yeni “Avrupa Birliği Stratejisi” 2014’te açıklanmıştı. Strateji’nin amacı Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine ivme kazandırarak üyeliğe giden yolun önündeki engellerin üstesinden gelinmesiydi.  

Strateji çerçevesinde Türkiye’nin öncelikleri ve vatandaşların yararının ön planda tutulması hedefleniyordu. Önceki bloglarımdan birinde Avrupa Birliği ve Türkiye’nin ilişkilerini irdelemiş; AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin ne kadar açık, ne kadar şeffaf olduğunu şüpheci bir gözle sorgulamıştım. Gelinen noktada da bir adım boyu ilerleme olmadığı görülüyor elbette…

Zira, Avrupa’nın kendi kıtasında sorunları yeterince var zaten. İngiltere bir biçimde birlikten ayrılmak istiyor ve bunu başaramadı henüz. Görünen odur ki dış politika uzmanı değilim ancak bu ilişkiler çetrefilli ve Türkiye açısından da zor görünüyor. Türkiye’nin illa da AB içerisinde olması ön koşul mudur? Şart mı dır? bu da ayrıca ele alınması gereken bir konu. Ancak; bilim ve ilimin tutucu yapılar altında olmadan, özgürlüklere her hangi bir zarar vermeden gelişmesinin yolu sanıyorum yine de Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerinde yatıyor olabilir. 

Dünya genelinde hakim olan bir strateji eksikliği, başı boşluk, muhafazakar tutum dünyanın gelecek yüzyıllara nasıl taşınacağının sorgulanmasını gerektiriyor. Avrupa’nın da Amerika’nın da ve genel anlamda dünyanın da ne çok tutucu bir sistem ne de laçka bir sistem peşinde gitmeden “normal insanların” çoğunlukla ayakta kalmalarının hedeflendiği bir çözümü üretmek durumunda olduğunu düşünüyorum kendimce naçizane…  

Avrupa Birliği ya da başka ülkelerle kurulacak yeni iletişim köprüleri neler olmalı? Bunların tartışılmasında fayda var. Dinlerin, kültürlerin, medeniyetlerin, halkların kardeşliğinden söz edilirken sadece ve sadece dinin ön planda tutulması ne kadar tutarlı olur? Sorgulanması gereken ayrı bir başlık.
‘Avrupa Birliği İletişim Stratejisi’, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde Cumhuriyetin ilanından sonraki en önemli çağdaşlaşma ve demokratikleşme projesi olarak değerlendiriliyor. AB’ye üyelik sürecinde gerçekleştirilen her reformun aynı zamanda daha güçlü ve daha demokratik bir Türkiye’nin inşasına katkıda bulunmayı amaçladığı dile getiriliyor…

Strateji de, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımının, sadece Türkiye’ye demokratik ve sosyoekonomik kazanımlar sağlamakla kalmayacağı, Avrupa’nın ekonomik, siyasal, stratejik önem ve derinliğini artırarak AB’nin de bölgesel bir güçten tam anlamıyla küresel bir güce dönüşmesine katkıda bulunacağına güçlü bir biçimde değiniliyor.
AB İletişim Stratejisi’nin yurt içi boyutu çerçevesinde, 81 İl Valiliği bünyesinde yerelde AB ile ilgili çalışmalara destek olmak üzere birer “AB Koordinasyon Birimi” kurulmuştu. Bu birimler ne kadar aktif; çalışmalarını nasıl sürdürüyor buna ilişkin bir fikrim yok…

AB kamuoyuna yönelik genel ve üye ülkelere göre farklılaştırılmış özel stratejilerin hayata geçirilmesinden söz edilirken, bu noktada da Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda esas alınan “Laiklik” ilkesinin Türkiye’nin çıkarları açısından elzem olduğu söylenebilir.  
İlgili çevreler, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi anlamda AB’ye sağlayacağı katkıların “Güçlü Türkiye, Güçlü AB” vurgusuyla öne çıkarılmasının önemli bir etken olacağını da dile getiriyor…

Stratejide belirtildiği üzere, AB’ye üyelik süreci yalnızca devlet tarafından değil, başta sivil toplum olmak üzere toplumun tüm kesimleri tarafından sahiplenilmesi ve benimsenmesi gereken bir süreç…

AB İle İlişkilerde Sosyal Medyanın Rolü

AB İletişim Stratejisi kapsamında mevcut araçların etkinliğinin artırılması gündeme getirilirken, yeni mekanizmalar oluşturulması ve yeni girişimlerin hayata geçirilmesi de öncelikler arasında sıralanıyor. Bu noktada, klasik iletişim yöntemlerinin yanı sıra bilginin en hızlı şekilde hedef kitleye ulaşması için sosyal medya ve dijital teknolojilerin de en etkin biçimde kullanılacağı vurgulanıyor. İletişim Stratejisi’nin etkinliğini artırabilmek hedefiyle profesyonel halkla ilişkiler şirketleriyle işbirliği yapılmasının da altı çiziliyor.

Aynı şekilde Türkiye’nin içinde bulunduğu Ufuk 2020 (Horizon 2020), Yaratıcı Avrupa (Creative Europe), İşletmelerin ve KOBİ’lerin Rekabet Edebilirliği Programı (COSME) ve İstihdam ve Sosyal Yenilikçilik (EaSI) ve Sivil Koruma Mekanizması gibi AB programlarından da iletişime destek sağlamak üzere etkin olarak yararlanılacak.
AB ile ilgili çalışmaların sosyal medyada daha fazla yer alması için yapılacak çalışmalar, merkezi ve yerel kamu kurum ve kuruluşları ve üniversiteler ile işbirliği içerisinde yapılacak.
AB’deki ilgili kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalar yürütmek üzere Kalkınma Ajansları ile işbirliğine gidilecek.  

İnovasyon Hedefleri

Avrupa Birliği’nin “AB 2020” ve Türkiye’nin “Vizyon ‘2023” stratejilerinde inovasyon alanındaki ilerlemeler net olarak görülüyor. İnovasyon kavramının AB ve Türkiye boyutunda karşılaştırılması, Türkiye’nin hedefleriyle, birliğin hedeflerinin örtüştüğünü gösteriyor.
Ekonomik büyüme hedeflerinin gerçekleştirilmesinde inovasyon kritik bir kavram olarak değerlendirilirken, gerek AB, gerekse Türkiye’nin inovasyon stratejileriyle, ekonomik büyümedeki olumsuzluğu aşma niyetlerinin olduğunu ortaya koyuyor.  

AB 2020 stratejisinin gerçekleşmesinde önemli konu başlıklarından olan bilgi ve inovasyona dayalı akıllı bir büyüme gerçekleştirme doğrultusunda “İnovasyon Birliği” kurulması hedefleniyor. Türkiye’nin Cumhuriyetin yüzüncü yılında ulaşılmak istenen hedeflerini ortaya koyan “Vizyon 2023” stratejisinde ise bilim ve teknoloji alanında inovasyona dayalı bir sistem oluşturulması öngörülüyor.

Öte yandan, AB üyeliği çalışmalarını yönlendiren Avrupa Birliği Bakanlığı 2014’de hazırlamış olduğu AB Strateji’nin ardından 2018-2022 dönemine ait Stratejik Planı’da kamuoyu değerlendirmesine sunmuştu. Önümüzdeki beş yıllık dönemde yapılacak çalışmalar, Stratejik Plan rehberliğinde gerçekleştirilecek.

Avrupa Komisyonu’nun 2025 yılı için öngördüğü ve başlıca eğilimlere yönelik hazırladığı raporda ise Asya Bölgesi’nin güçlenerek dünyanın birinci üretici ve ihracatçısı konumuna geleceği belirtilmiş.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

e-Ticaret Yönetmeliği’ne Danıştay Ayarı

Veri Depolamanın Geleceği

Sanal Dünyanın Bilgi Avcıları