Sağlık Verilerine ‘Sıkı Yönetim’


Kişisel Verileri Koruma Kanunu kapsamında ‘özel nitelikli kişisel veri’ kategorisinde bulunan sağlık verilerinin işlenmesine ‘sıkı kontrol’ getirildi. Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı Kişisel Sağlık Verileri Hakkında Yönetmelik 21 Haziran 2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştı. Yönetmelik, Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetinin Sağlanması Hakkında Yönetmelik’i yürürlükten kaldırarak, kişisel sağlık verilerinin özel hukuk gerçek ve tüzel kişileri ile kamu hukuku tüzel kişileri tarafından işlenmesini öngörüyor.

Sağlık verilerinin işlenmesine ilişkin veri güvenliği yükümlülüklerinin ihlali halinde, 15.000 Türk Lirası’ndan 1.000.000 Türk Lirası’na kadar idari para cezası uygulanabilecek.
Yönetmelik, sağlık verilerinin işlenmesine ilişkin genel ilke ve kuralların yanı sıra, Sağlık Bakanlığı’nın uygulamada olan e-Nabız Sistemi’nde yer alan sağlık verileri, mahremiyet düzeyi yüksek olan sağlık verileri, çocuklara ait sağlık verilerine erişim ve sağlık verilerine sağlık personeli de dahil olmak üzere üçüncü kişilerce erişim gibi konularda detaylı düzenlemeler içeriyor.
 
Yönetmelik ayrıca, sağlık hizmeti sunucularını, tahlil ve tetkik sonuçları gibi hastaya ait kişisel sağlık verilerini içeren dosya, rapor gibi basılı materyal üzerinde gerekli kimliksizleştirme veya maskeleme tedbirlerini uygulamakla yükümlü kılıyor.
 
Öte yandan, Sağlık Bakanlığı mahremiyet düzeyi daha yüksek olan, başkaları tarafından görülmesi ve bilinmesi halinde kişilerin sosyal hayatını ve ruh sağlığını etkileme riski yüksek olan sağlık verileri belirleyecek ve sağlık personelinin bu verilere erişimine ilişkin yeni kısıtlamalar getirebilecek.
 
Yönetmelikle avukatlar için getirilen düzenleme uyarınca da müvekkilin sağlık verilerinin ve özel nitelikli kişisel verilerinin işlenmesi ve aktarılmasına ilişkin açık rızasını gösteren bir özel vekaletname gerekiyor.

Veri İhlallerini Kim Değerlendiriyor?
 
Kişisel Verileri Koruma Kurumu, verilere yönelik başvuru, şikayet ve ihbarları değerlendirerek, Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na göre,  veri güvenliği ihlali halinde bazı yaptırımlar öngörüyor. Kurum, veri güvenliğinin nasıl sağlanacağına ilişkin ‘Kişisel Veri Güvenliği Rehberi’ yayımlamıştı.
Kurum, 3 Temmuz 2019 tarihinde verdiği üç yeni kararı yayımladı. Kurum bu kararlarla, veri ihlali durumlarında izleyeceği yolla ilgili kamuoyunu bilgilendirmiş oldu.

Kurum'un ilk kararı taşımacılık ve ulaşım sektöründe olan bir şirkete ilişkin olarak verildi. Kararda veri ihlali nedeniyle Türkiye'de yerleşik 67,519 kişinin kişisel verilerine ulaşıldığı belirtildi. İhlal sonucu yetkisiz ulaşım sağlanan kişisel veriler arasında cinsiyet, ad, soyad, T.C. kimlik numarası, doğum tarihi, cep telefonu numarası, e-posta adresi, ödeme anahtarı ve ulaşım bilgileri bulunuyor. Kurum ihlalin iki ay boyunca devam etmesinin veri sorumlusu tarafından gerekli denetim ve kontrollerin yapılmadığının göstergesi olduğunu ve yetkisiz kişi veya kişilerin Şirketin kaynak koduna (source code) ulaşarak değişiklik yapmasının ciddi bir güvenlik açığı olduğuna karar verdi.

Kurumun ikinci kararında ise bir otel zincirinin müşteri verilerini barındıran sistemlerde meydana gelen veri ihlali ele alındı. Veri ihlali neticesinde müşteri isimleri, e-posta adresleri ve telefon numaraları, doğum tarihleri, kredi kartı ve güvenlik numaraları dört yıl boyunca yetkisiz erişime maruz kaldı. Yetkisiz erişimin dört yıl sürmesi nedeniyle Kurum, sistemlerde çok ciddi bir güvenlik açığının olduğu ve bu nedenle gerekli teknik ve idari tedbirlerin alınmadığına kanaat getirildi.

Kurum'un üçüncü kararı da bir havayolu şirketinde yaşanan ve şirketin müşteri sadakat sistemi verilerinin bulunduğu sisteme ilişkin veri ihlalini konu alıyor. Veri ihlaline konu kişisel veriler müşterilerin ismi, uyruğu, doğum tarihi, telefon numarası, elektronik posta adresi, pasaport numarası, kimlik kartı numarası, “frequent flyer” üyelik numarası, müşteri hizmetleri notları ve geçmiş seyahat bilgileri gibi bilgilerden oluşuyor. Havayolu şirketinin ihlale konu şüpheli hareketlerden haberdar olmasından iki ay sonra ihlali tespit etmiş olması Kurum tarafından gerekli teknik ve idari tedbirlerin alınmadığı yönünde değerlendiriliyor.

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

e-Ticaret Yönetmeliği’ne Danıştay Ayarı

Veri Depolamanın Geleceği

Sanal Dünyanın Bilgi Avcıları