Enerji Verimliliği Planımız Yok






STM Mühendislik ve Teknoloji Danışmanlık firması, Ankara’nın sıcak Temmuz’unda ve dünyanın en büyük enerji üreticilerinden biri konumundaki Amerika’nın da Bağımsızlık Günü olan 4 Temmuz’da düzenlediği; her daim gündemde sıcaklığını koruyan “Enerji Güvenliği: Fırsatlar ve Tehditler” konusunda  bir panel düzenledi. İlgili çevrelerin tatil sezonu olmasına karşın bir hayli ilgisini çeken panelde, Türkiye’nin henüz ulusal bir Enerji Verimliliği Planı olmadığı gerçeği gözler önüne serildi.

Panelin Ana Konuşmacısı olan Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Dr. Fatih Birol, israfı azaltmak için enerji verimliliğinin ön koşul olduğunun altını çizerken, dünyanın sürdürülebilirliliği için enerjinin her yıl yüzde 3 oranında verimli kullanılması gerektiğine işaret etti. Ülkemiz için enerji verimliliğinin son derece önemli ve hayati bir mesele olduğunun üzerinde duran Birol, Türkiye’nin en kısa sürede “Ulusal Enerji Verimliliği Planı”nı faaliyete geçirmesinin son derece önemli olduğunu belirtti. Birol, enerji verimliliği standartlarını nasıl belirleriz diye de bir çalışma yürüttüklerini anlattı. Enerjinin ekonomiyi güçlü ve modern hale getirdiğine, enerji verimliliğinin bir numaralı kaynak olduğuna, daha az ithalatın cari açığı azaltacağına vurgu yapan Birol, enerjide en büyük sorunun jeopolitik gelişmeler olduğunun altını çizdi. Birol yenilenebilir enerjilerin dünyadaki iklim değişikliğinin önüne geçebilmek için en önemli unsur olduğunu ve ithalatı azalttığını söyledi.  

Bugün dünyanın hiçbir ülkesinin ‘Enerji Adası’ olmadığının altını çizen Birol, günümüzde enerjide üç büyük devrim yaşandığını anlattı. Birol, bu devrimleri şöyle sıraladı: 1- Dünyanın en büyük enerji tüketicilerinin rolleri değişti. 2- En büyük petrol ithalatçısı olan Amerika, en büyük ihracatçı konumuna geldi. 3- Yenilenebilir enerji; rüzgar ve güneş enerjisinde düşük maliyetler öne çıktı.

STM Genel Müdürü Murat İkinci de Açılış Konuşması’nda enerji konusunun ve sorununun tüm dünya genelini ilgilendirdiğini belirtirken, uluslar arası savaşların temelinde de enerjinin olduğunu kaydetti. Enerji güvenliğinin ülkelerin kalkınmasındaki öneminin üzerinde duran İkinci, fiziki ve siber platformlarda enerji güvenliğinin etkin olarak savunulmasının zorunluluğuna dikkati çekti.  

Panelin moderatörlüğünü üstlenen Gazeteci, Televizyon ve Radyo Program Yapımcısı ve Yorumcusu Hakan Çelik, uluslar arası ilişkilerde enerjinin bir numaralı konu olduğunu belirtti.

Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ise, enerji sanayi hatlarının korunması, gözetleme sistemleri ve yenileşme projelerinin üzerinde durdu. Yenileşme projelerinin ekonomide cari açığı kapatmakta önemli olacağını vurgulayan Demir, “Başkanlık olarak enerji nakil hatlarını koruma ve siber saldırılara ilişkin önemli projeler üretiyoruz ve çalışıyoruz” dedi. Enerji alanında strateji ortaklıklar kurulması gerektiğinin altını çizen Demir, enerjinin depolanabilirliliğinin önemine de işaret etti. Savunma alanındaki harekatların ciddi enerjiye ihtiyaç duyduğunu söyleyen Demir, “Burada önemli bir enerji yarışı var. Enerji unsurlarının kullanılabilir, taşınabilir ve pratik olması gerekiyor” diye konuştu. Siber kümelenme çalışması yaparak şirketleri bir araya getirdiklerini kaydeden Demir, bir yenileşme hareketi başlattıklarını anlattı.    

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar da konuşmasında enerjiyi yeterli ve uygun şartlarda tedarik etmenin bakanlığın en önemli görevi olduğunu kaydetti. Türkiye’nin enerjide yüzde 70 dışa bağımlı olduğuna işaret eden Bayraktar, arz güvenliği ve tedarik güvenliğine her yıl 44 milyar dolar ödeyerek sürdürülebilir bir büyümeyi yakalamanın mümkün olamayabileceğini ve öncelikle altyapının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Bayraktar, ülke, kaynak ve rota çeşitliliğinin enerjide arz güvenliği için önemli olduğunun altını çizdi.
Bayraktar, nükleer enerjiye bir karşı duruş olduğuna işaret ederek, “Ama her şeye karşın gerçeklikten söz ediyoruz. Nükleere karşı durmamız mümkün değil. Nükleer enerji santralinin inşası devam ediyor. Toplumun tüm kesimlerine hitap edecek çalışmalarımız revam ediyor” şeklinde konuştu. Sürdürülebilir enerji alanının kapsamında olan rüzgar enerjisinde yerli projelerle yürümek istediklerini vurgulayan Bayraktar, yerli ekonominin desteklendiği bir modeli tercih ettiklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet de enerjide pozitif yaklaşımlardan söz ederken, bu noktada küresel değişimlerin çok hızlı yaşandığını ve bu değişimi yönetmek gerektiğini vurguladı. Aybet, Osaka’da gerçekleştirilen G20 Zirvesi’nde bu değişim hızıyla baş etmek için ortak mutabakat sağlandığını belirtti. Yenilenebilir kaynaklarda Türkiye’nin büyük ivme kazandığını anlatan Aybet, iklim değişikliği konusunda uluslar arası bir konsensusun olmamasının önemli bir sorun olduğunun altını çizdi. Aybet, Türkiye’nin önemli bir hub merkezi olduğuna ve kritik altyapıları korumak için siber saldırılara karşı ciddi önlemler alınması gerektiğine değindi.

ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay F. Tanrısever, enerji güvenliğinin toplumların en değer verdiği konu olduğunu söyleyerek, enerji kaynaklarının şekillenmesinin uluslar arası platformlar için çok önemli olduğuna, buna ilişkin kamu-özel sektörün üst düzeyde işbirliğine gitmesi gerektiğine ve alt yapı için ciddi yatırım yapılması gerektiğine değindi. Tanrısever, Türkiye’nin zengin enerji kaynaklarına yakın olduğunu ve önemli tüketici konumunda bulunduğunu söyledi. Tanrısever, enerjide sürdürülebilir politikalar için savunmada olduğu gibi yerlilik payının arttırılmasının çok önemli olduğunu dile getirerek, Türkiye açısından çok yüksek fırsatlar olduğu gibi yüksek tehditlerde bulunduğunu anlattı. Tanrısever, değişen risk ortamında Türkiye’nin gücünü artırmasının ve diplomasinin kullanılmasının çok önemli olduğunu ifade etti.     


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

e-Ticaret Yönetmeliği’ne Danıştay Ayarı

Veri Depolamanın Geleceği

Sanal Dünyanın Bilgi Avcıları