e-Mail Kültürümüz Ne Kadar Gelişkin?
Bilgisayar ve akıllı telefonların
günlük hayatta yoğun olarak kullanılması, internet sisteminin insan ilişkilerinin
merkezine oturması, ilişkilere çok yönlü bir boyut kazandırdı. Hepimizin
bir e-mail (elektronik posta) adresi var. Kurumlar ve şirketler işlerini e-mailler
üzerinden yürütüyor.
e-Mail kullanmada asıl sorun; gelen e-maillere zamanında cevap veriyor
muyuz? Ya da verebiliyor muyuz? e-Mail cevaplama alışkanlığında Türk insanı
olarak dünya ortalamasının çok çok gerilerindeyiz… Oysa sizin için önemsiz gibi
görünen mail, karşınızdaki kişi için çok çok önemli olabilir…
Özellikle çalışanların e-mail kutularına yarım saatte bir bakmayı
alışkanlık haline getirmeleri öneriliyor. Kritik bir noktada çalışıyorsanız da “15
dakikada bir bakmakta fayda var” deniliyor.
Gelen postaları uyarı şeklinde veren bir program kullanılması ya da posta
kutunuzun açık kalması en iyisi. Şirkette olduğunuz saatlerde, şirket adresiniz
özellikle hiç kapanmasın. Çok önemli birşeyi kaçırabilirsiniz veya bir şeyi ilk
yapan siz olabilirsiniz. Özellikle girişimciler ve önemli görevlerde bulunan
kişiler buna dikkat etmeli.
Web siteleri üzerinden de hizmet sağlayan şirketlerin ve kurumların
belirtmiş oldukları “info” nitelemeli mail adresleri neredeyse hiçbir işe
yaramıyor. Çünkü info’lar günlerce, haftalarca hatta aylarca kontrol edilmiyor.
Oysa info’nun oraya yazılmasındaki asıl hedef hızlı iletişim sağlanması.
Müşterilerin, tüketicilerin ve hizmet alanların kuruluşlara hemen ulaşması…
e-Mail yazma, bakma ve cevaplama bir kültür ve görgü asılnda… Günümüzün
önemli bir kısmını mail okumak ve cevaplamakla geçiriyoruz. İş yoğunluğunun
içerisinde bir maile cevap yazarken bazı detayları atlayabiliyoruz. Mail
gönderirken aynı zamanda karşı tarafın hakkımızda bilgi edinmesini ve bizimle
ilgili bir fikir oluşturmasını da sağlamış oluyoruz. Oluşan düşüncelere
kurduğumuz cümleler ya da yazdığımız kelimeler sebep oluyor. Özellikle firmaların
ve kuruluşların bir mail kültürü oluşturmaları gerekiyor.
Biraz internet tecrübesi olan herkes, e-mail gönderip
alabilir. e-Mailin en büyük avantajı hızlı olması. Özellikler sadece hızla
sınırlı değil. Maliyet konusu da oldukça önemli. Ücret, internet bağlantısı
için ödenen ücretin içerisinde. Yani e-mail gönderip almanın getirdiği başka
bir maliyet söz konusu değil.
e-Mailin dezavantajları da var elbette. Bunların başında da gizlilik geliyor.
e-Maillerin gizlilik sorununu ortadan kaldırabilmek için alıcının okuyabileceği
özel bir kodla şifrelenen özel programlar kullanılabiliyor.
İş hayatında ve özel hayatta çok uzun yıllardır
kullanılıyor olduğu halde, hala bir türlü e-mailin adabını öğrenememiş
insanlarla karşı karşıya kalmamız bazen sinir bozucu oluyor. Çok basit
kurallara uyarak hem işleri, hem de ilişkileri daha iyi yürütülebilmek mümkün
aslında…
Bazı kurum ve üniversiteler verdikleri e-mail
hizmetlerinin doğru işleyişi için özellikle gençlere e-mail kullanım
kurallarını açıklıyor. Tehdit edici, ahlak dışı, ırkçı, ayrımcı ve yasalara aykırı
mesajlar gönderilmemesi ön koşul olarak belirleniyor.
Mektuptan e-maile…
Küreselleşen dünyada elektronik iletişim araçlarının hızla
gelişmesi ve yaygınlaşması uzakları yakın kılıyor ve insanların anında iletişim kurmalarını sağlıyor.
1800’lü ve 1900’lü yıllarda mektubun yolculuğu, günlerce
hatta haftalarca sürerken; telgraf teknolojisinin kullanılmaya başlanması,
ardından da elektronik iletişim anlık haberleşmeyi doğurdu. Dünyada artık bir
saniyede binlerce e-posta gönderiliyor.
e-Maillerin elektronik ortamda gönderilen birer mektup olduğu
bilincinde olursak; mektup yazımında uyulan kurallara e-mail yazarken de
uymamız en doğrusu olur…
Yorumlar
Yorum Gönder