Dünya Zenginliğini Teknoloji Belirliyor


Zenginlik göreceli bir kavram. Kimine göre zenginlik malda-mülkte kimine göre de maneviyatta. Ancak aslolan bir nokta var ki; o da insanın kendisini nasıl mutlu ve zengin hissettiği…O nedenle de; en önemlisi yaşama bakış açımız…
Yaşama hangi pencereden bakar isek o bizim yeryüzündeki varoluşumuzu anlamlandırıyor daha doğrusu anlamlı kılıyor. Kapitalizm için söylenen yüzlerce olumsuz şey var…

Zenginlik, sadece bireylerin, kurumların zenginliği değil de tüm dünyanın zenginliği olarak algılandığında; bunun için çalışıyor, çabalıyor olmak yaşam sevincini artırıyor…
Her fırsatta her platformda belirtildiği üzere dünyada dengeler artık gerçekten değişiyor ve ‘teknoloji’ de bu noktada kaçınılmaz; ve önemli bir rol oynuyor. Açıkcası dünyanın zenginliğini ya da zenginlerini artık ‘teknoloji’ belirliyor.  
Ekonomiye son yıllarda giren ve işlerini yeni ekonomi düzenine yani ‘teknoloji’ üzerine kuran şirketler artık birer dünya devi. Bunların birçoğu, iş alanlarını kendileri yarattı. Geri kalanlar ise teknolojiyi işlerine uyarlamayı başardı. Farklı alanlarda faaliyet gösteren yeni ekonominin bu şirketlerinin ortak özelliği rakiplerinin hep bir adım önünde olmaları…

Bilgisayarlar, internet, nanoteknoloji ve akıllı telefonlar son 30 yıla damga vuran ve gündelik yaşam pratiklerini değiştiren ürünler oldu.
Kişisel bilgisayarlar, internet ve akıllı telefonlar; ve bunlar için üretilen yazılım veya uygulamalar; her birinin ekonomiye hangi oranda katkı yaptığı akademik bir araştırma konusu…
Dünyadaki güç dengeleri değişiyor. Dünyayı yöneten güçler ise bu dengeleri gözeterek; geleceğin inşası için hazırlıklarını sürdürüyor.  

Bilgi toplumu haline gelmek

Bilgi ve iletişim teknolojileri ülkelerin bilgi seviyesiyle doğrudan ilişkili. Eğitim, toplumun bilgi toplumu haline gelmesinde hayati bir önem taşıyor.

İsmail Hakkı Yücel, 2006 yılında dönemin Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) için gerçekleştirdiği  Türkiye’de Bilim Teknoloji Politikaları ve İktisadi Gelişmenin Yönü başlıklı araştırmasında geleneksel teknolojiler yerine, yeni teknolojilerle üretim yapan sanayilerin, yüksek rekabet gücünü yakalayabildiklerine değinmiş. Araştırmada ayrıca şu bilgiler yer alıyor:

“Üretimin verimliliğini ve rekabet gücünü teknolojik bilgi belirliyor.
Tüketici tercihlerini gözeten, yerel kaynakları ve yüksek nitelikli işgücünü kullanan, çağdaş işletmecilik anlayışını uygulayan, araştırma ve geliştirmeye önem veren, teknoloji üreten, özgün tasarım ve marka yaratarak uluslar arası pazarlarda rekabet eden bir sanayinin oluşturulması bütün ülkelerin rüyası…
Bilim ve teknoloji sisteminin misyonunu belirleyerek, nerede olunmak isteniyorsa vizyonun oluşturulması; stratejik amaçlara yakınlaşılmasını sağlıyor.
Hangi sektör ya da alanda olursa olsun yerel destekli küreselleşme vizyonu, ulusal ve uluslar arası işbirlikleriyle kişi başına gelirlerin artışında çok önemli rol oynuyor. Bilim ve teknoloji üretmeden, yarınları yakalayıp inşa etmek artık mümkün görünmüyor…
Bilginin üretimi, geliştirilmesi, kullanımı, paylaşılması ve kontrolü ile denetimi eğitim ve bilim kurumlarına yeni boyutlar getiriyor.
Eğitim sistemlerini bilime ve teknolojiye dayandırmayan ülkeler, dünyadaki gelişmişlik yarışında geride kalıyor.”

Küreselleşme bilimsel bilgiyi artırdı

Küreselleşme; iletişim, uzay ve elektronik teknolojisindeki gelişmelerin tabii ve kaçınılmaz bir sonucu olarak ortaya çıkan bir olgu. İletişimde artan hız faktörü ve sınırsızlık, zaman ve mekan kavramlarının değişmesi dünyanın küçülmesini kaçınılmaz bir sonuç haline getirdi. Yirminci yüzyılın sonlarından başlayarak devam eden süreçte, bilgi üreten ve bilgileri ışık hızıyla uzaya veren merkezler, dünyanın en uzak diye algılanılan yörelerindeki bir insanı etkileyerek harekete geçirebiliyor. Küreselleşme ile birlikte, insanların bilimsel bilgilerinde de bir artışın meydana geldiği gözleniyor.

Ulusal pazarların uluslar arası pazarlar ile bütünleşmesi, ulusal ekonomilerin tek bir pazara dönüştürülmesi süreci yaşanıyor.
Hızlı teknolojik gelişmeler toplumları ve üretimin şekil degiştirmesini sağlayarak küreselleşmenin hızla yayılması ortamını hazırlıyor.
Küreselleşmenin olumlu yönde gelişmesi; ülkeler arasındaki ilişkilerin daha eşit, daha demokratik olmasına ve gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarının titizlikle göz önünde bulundurulmasına bağlanıyor.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dijitalleşmenin Ekonomiye Etkisi

Tarım Bilgi Sistemleri

Güvenlik İçin ‘Elektronik Kimlik’