Dijital Çağda Birey Olmak


Dijital çağda birey; tarihte hiç olmadığı kadar öne çıkmış durumda. Bireysel davranmanın yadırgandığı; kötü bir şey yapmakla eş anlamlı olduğu günler çooooook gerilerde kaldı…Günümüzde, bireysel bankacılık, bireysel emeklilik ve bireysel bilişim kavramlarından da anladığımız üzere; dijital çağda bireyin önlenemez bir yükselişi söz konusu. Ancak ne kadar özgür ya da ne kadar kendisi tartışılır tabi…

Bireyin ne kadar önemli olduğuna dikkat çeken otoriteler; başarılı insan kaynakları yönetiminde psikoloji oyunlarının rolünün önemli olduğu yönündeki anlayışın doğruluğunu da yüzde yüz ispatlanmış durumdalar. “Birey tarihte hiç olmadığı kadar öne çıktı” sözünün altı kalın çizgilerle çizilirken; bireysel gelişim olanaklarının artırılmasının önemi de daha da iyi anlaşılıyor. Artık kendi matbaası, radyosu, televizyonu (youtube v.b olanaklar ), gazetesi (blog, web v.b) olan birey, bir anlamda bilim, teknoloji, araştırma-geliştirme (Ar-Ge) ve inovasyonun etkisiyle toplumu, “Bilgi Toplumu” dediğimiz yeni bir boyuta taşıyor…

Yaşamın tüm boyutları sürekli değişiyor…Sektörler, meslekler değişiyor; bazıları yok oluyor, yenileri çıkıyor; ekonomi yeniden yapılanıyor. Bireysel gelişim olanakları artıyor, birey üretici ve tüketici olarak ortaya çıkıyor. İnternet, dünya ile rekabet etmek için olmazsa olmaz bir araç haline geldi. Bireyi özgürleştiren, ona  toplumsal katılım ortamları sunan yeni iletişim teknolojileri ile hepimiz eşit dünya vatandaşı oluyoruz gibi gibi...

Yurttaş gazeteciliği

Bilgiye ve internete erişim, temel bir yurttaşlık hakkı. Bu temel hak, anayasalara ve hükümet programlarına girmeye başladı bile. Bunun sonucu olarak sayısal uçurumu önleyici tedbirler alınıyor…
Artık herkesin akıllı telefonunun olması sosyal medya ortamlarında çok fazla fotoğraf ve içerik paylaşımna yol açıyor. Cep telefonu kullanım oranına paralel medyaya yurttaş gazeteciler tarafından çok önemli bilgi akışı sağlanıyor.

Televizyonların yerini tablet ve akıllı telefonlar almaya başladı. Sonuç olarak, milyonlarca amatör gazeteci tecrübelerini online paylaşıyor. Medya tarafından görülmeyen ya da görülemeyen sorunlar bireyler aracılığıyla gündeme taşınıyor. Ulusal veya uluslararası düzeyde kriz zamanlarında bu paylaşım daha da belirgin oluyor.
Yurttaş gazeteciliğinin gelişebilmesi teknolojiyle birlikte kültürel değişikliklere de ihtiyaç duyuyor. Bu süreçle birlikte eski pasif okuyucu aktif olarak haberlere katkıda bulunmaya başladı. Medya kuruluşları, vatandaş tarafından üretilen içeriğin değerini kabul etmeye ve bunu anlamaya başladı…

Teknoloji artık, dünya yurttaşı olan her birimizin ülke, bölge, şehir, yöre ayrımı gözetmeksizin aramızdaki uçurumları ve çözümsüzlükleri ortadan kaldırarak, eşit yurttaş, gelişmiş ve refah düzeyi yüksek yurttaşa dönüşmemizi sağlamalı. Dünyayı, iş yapış biçimlerini değiştiren teknoloji, umuyoruz her anlamda kalıplaşmış bakışaçılarını da değiştirerek, daha mutlu ve daha özgür bireyler olmamıza da katkı sağlar.

Dijital altyapı uçurumları

Ülkeler arasındaki dijital altyapı uçurumları, geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de; Antalya’da yapılan G20 toplantısının Sonuç Bildirgesi’ne de yansımıştı. Bir G20 Bildirgesi’nde ilk kez, ülkeler arasındaki dijital altyapı uçurumları ve siber güvenlik başlıklarına yer verilmişti.

İnsanların refahını artırmak için güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümeyi elde etmeye yönelik ilave ortak eylemleri belirlemek üzere bir araya gelindiğinin vurgulandığı bildirgede, “Büyümenin güçlü ve kapsayıcı olması konusunda son derece kararlıyız ve daha fazla ve daha kaliteli istihdam oluşturacağız” ifadesine yer verilmişti. Bildirgede, bilgi paylaşımına katkı sağlayacak somut politika ve eylemleri bünyesinde barındıran Ülkelere Özel Yatırım Stratejileri’nin geliştirildiğinden bahsedilmişti.

Toplantı çerçevesinde,  küresel olarak daha adil ve modern bir uluslararası vergi sistemine ulaşmak amacıyla, iddialı G20/OECD Matrah Aşınması ve Kar Kaydırma (BEPS) Projesi kapsamında geliştirilen tedbirler paketi onaylanmıştı. IMF, OECD, Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası, talep eden ülkelere zorlukları aşabilmelerine yönelik uygun teknik yardım sağlayacakları sözü vermişti.  

İnternet ekonomisi çağı

Küresel büyümeye fırsatlar ve sınamalar getiren internet ekonomisi çağında yaşandığının vurgulandığı Sonuç Bildirgesi’nde, bilgi iletişim teknolojilerinin (BİT) kullanımına ve güvenliğine yönelik tehditlerin, dünyada ekonomik büyüme ve kalkınmanın güçlendirilmesi için interneti kullanmaktaki müşterek kabiliyete zarar veren riskler taşıdığına işaret edilmişti. Bildirgede ayrıca şunlara yer verilmişti:

“Sayısal bölünmeler arasında köprü kurulabilmesi için çaba göstereceğiz. Diğer alanlarda olduğu gibi dijital ortamda da devletlerin güvenlik, istikrar ve ekonomik ilişkileri geliştirme konusunda özel bir sorumluluğu bulunmaktadır. Bu hedef doğrultusunda, hiçbir ülkenin şirketlere veya ticari sektöre rekabet avantajı sağlamak dahil, internet iletişim teknolojilerini kullanarak ticari sırlar veya diğer benzeri gizli iş bilgileri dahil fikri mülkiyet hırsızlığı faaliyetlerinde bulunmaması veya desteklememesi hususunu teyid ediyoruz. Tüm ülkeler internet iletişim teknolojilerinin güvenliğini sağlamak üzere, sayısal iletişim bağlamı da dahil olmak üzere, özel hayatın gizliliğine yönelik kanunsuz ve keyfi müdahalelere karşı özgürlük ilkelerini korumalı ve saygı göstermelidir.”

Bilişimde nitelikli iş gücü açığı var

Ülkemizde bilişim insan gücünde ciddi sorunlar yaşanıyor. Bu sektörde nitelikli iş gücü açığı görülüyor. 200 bine yakın kişinin istihdam edildiği sektörde 100 bine yakın nitelikli personele ihtiyaç duyuluyor. 
Sektör, nitelikli işgücü bulamamak ve araştırma-geliştirme (Ar-Ge) teşviklerine ulaşamamaktan yakınıyor…
Türkiye’nin 2023 vizyon projelerinden biri olan Bilişim Vadisi’nin üstün nitelikli insan gücünün rağbet edeceği bir çekim merkezi olacağı öne sürülürken, 150 bin Ar-Ge personeline istihdam yaratılması hedefleniyor. Ancak, üstün nitelikli insan gücü nasıl karşılanacak? Henüz bu sorunun cevabı belli değil.

Nitelikli bilişimci ihtiyacını karşılamak

Türkiye’de üniversite sayısının artmasına rağmen bilişim sektöründe insan kaynağı açığı sürüyor. Üniversiteler, nitelikli bilişimci ihtiyacını karşılamada yeterli mi? Teknik okullardan veya üniversitelerden mezun olanlar, özel sektörün ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalıyor. Şirketler işe aldığı adaylardan verim almak için onları sürekli eğitime tabi tutmak zorunda kalıyor.
Her gün değişen teknoloji karşısında gençler, okulun, meslek diplomasının tek başına yeterli olmadığının farkındalar. En büyük sıkıntıları kendilerini nasıl geliştireceklerini bilmemeleri. Bu konuda, özel sektöre ve kamu sektörüne önemli görevler düşüyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

e-Ticaret Yönetmeliği’ne Danıştay Ayarı

Veri Depolamanın Geleceği

Sanal Dünyanın Bilgi Avcıları