Rüzgar Türbinleri Daha Akıllı Esiyor


Geçmişin, günümüzün ve geleceğin en önemli konusu olma özelliğini koruyan enerji, artan ihtiyaç doğrultusunda alternatif üretim arayışlarının sürmesine yol açıyor.

Hayatımızın her alanında olduğu gibi enerjide de teknoloji hızlı ilerleyişini sürdürüyor. Özellikle yenilenebilir enerjide yeni teknoloji arayışları devam ediyor.

Nükleer enerjiye duyulan güven sorunu, petrol üretimine ilişkin krizler, küresel ısınma ve iklim değişimi sorunu yeni ve temiz enerji kaynaklarına yönelimi artırıyor. Bu noktada yer alan güneş ve jeotermal seçeneklerinin yanında son yıllarda rüzgar enerjisi daha çok öne çıkıyor.

Türkiye’de ve dünyada rüzgar enerjisi türbinleri giderek artış gösterirken; özellikle deniz rüzgarından enerji sağlama çalışmaları hızla artıyor.
Rüzgar enerjisinde verimli üretim elde etmek için dijital çözümler geliştirilerek, rüzgar santralleri akıllandırılıyor. Dijitalleşme ile gerçek zamanlı veriyi toplayıp yorumlayabilen akıllı türbinler gelecekte daha çok karşımıza çıkacak gibi gözüküyor…

Akıllı türbinler ile enerji elde etmede büyük önem taşıyan rüzgarın ne zaman, nasıl estiği doğrultusunda rüzgardan maksimum düzeyde faydalanılıyor.

Uzmanlar, inovasyon ve teknolojinin rüzgar enerjisinde büyümenin itici gücü olmaya devam edeceğini öne sürüyor. Türbinlerde büyük veri (big data) teknolojileri kullanılarak elektrik üretimi artırılabiliyor. Çalışmaların, güneş ve rüzgar enerjisinin birlikte kullanıldığı melez (hibrit) çözümler, operasyonların dijitalleşmesi, akıllı şebekeler ve kule ile kanatlarda yeni inovasyonlarda yoğunlaşacağı belirtiliyor.
Rüzgar enerjisinden elektrik elde edilmesi üzerine yapılan araştırma ve geliştirme çalışmaları deniz rüzgarından yararlanılması noktasında yoğunlaşıyor. Açık denizde rüzgâr enerjisinin giderek önem kazandığı vurgulanıyor.
 
Rüzgar ve okyanus salınım enerjisinin birlikte elde edilmesi kapsamında da; yakın dalga ve rüzgar enerji istasyonlarının birleştirilmesi çalışmaları uzmanların gündemini oluşturuyor.

Açık deniz rüzgar çiftliği

Rüzgar santralları günümüzde temiz enerji üretmek için en çok tercih edilen yöntemlerden biri. Rüzgar santralları için “arazi şartları uygun değil” bahanesi önemini yitiriyor artık. Açık deniz rüzgar çiftlikleri kullanılarak, deniz ve okyanuslarda enerji üretmek mümkün.

Son yıllarda ülkemizde de oldukça dikkati çeken rüzgar türbinleri kara yerine deniz üzerine kuran ülkelerin sayıları da giderek artıyor. Hatta artık sabitlemek yerine yüzer rüzgar santralleri kurulabiliyor. Türkiye’nin de Akdeniz’de yüzer rüzgar santralleri kurulabileceği belirtiliyor.

Yüzer tribünlerin avantajı: Sabit türbinlere kıyasla deniz derinliğinin daha fazla olduğu noktalarda rüzgar enerjisinden faydalanmaya olanak vermesi. Açık denize kurulan sabit rüzgar santrallerinde türbin deniz tabanına yerleştirilirken, yüzer santralde türbin üretimin ardından limanlarda monte ediliyor ve işletilecekleri yere konuşlandırılıyor.

Enerji denizde saklı

Teknik altyapının gelişmesiyle küresel enerji ihtiyacının her gün daha büyük bir kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanıyor.

Yapılan araştırmalara göre, dünyanın enerji ihtiyacının yüzde 30’unu deniz dalgalarından karşılamak mümkün. Deniz dalgalarının gücünü kullanarak enerji üretimi henüz emekleme aşamasında.

Deniz ve okyanus dalgalarındaki enerji üretimi, dalga enerjisi türbinlerinin inşa edilmesi ile gerçekleşiyor. Bu türbinler dalgaların yüzey hareketleri ve dalga basınçlarından faydalanarak enerji üretiyor.

Dalga enerjisi, özellikle okyanusa kıyısı olan ülkeler için oldukça avantajlı bir enerji kaynağı. Verimli kullanıldığında ülkelerin enerji ihtiyacına büyük ölçüde cevap veriyor.
Uzmanlar, dalga enerjisinin doğaya hiçbir zararı olmadığını, çevreyi kirletmediğini ve ekosisteme zarar vermediğini belirtseler de elbette her sistemde olduğu gibi onun da bazı dezavantajları bulunuyor.  

Dalga enerjisini diğer enerji kaynaklarından ayıran bir nokta da dalga enerjisinden elde edilecek enerjinin önceden tahmin edilebilir olması…

Dalga enerjisinin en önemli dezavantajı ise yalnızca okyanus kenarındaki enerji santralleri ve şehirlerin bu enerjiden direkt olarak faydalanabilmesi…

Dalga enerjisi dönüştürme teknolojileri, kıyı boyunca, kıyıya yakın ve kıyıdan uzak bölgelerde uygulananlar olmak üzere üç ana grupta toplanıyor.

Denizlerden enerji elde edilmesine bir diğer örnek de gel-git (dünyanın aya ve güneşe göre konumuna bağlı) enerjisi. Akıntı ya da gel-git sebebiyle yer değiştiren su kütlelerinin sahip olduğu kinetik ya da potansiyel enerji elektrik enerjisine dönüştürülüyor.

Deniz, okyanus ve boğazlardaki akıntıdan yararlanılarak elde edilen akıntı enerjisi ile de deniz tabanına yerleştirilen türbinler sayesinde düzenli akıntıların kinetik enerjilerinin elektrik enerjisine dönüştürülmesi sağlanıyor. Dünyada akıntı enerjisi kullanılarak elektrik üretimi henüz pilot uygulama aşamasında bulunuyor.

Yorumlar

  1. Merhaba..yazınız ve paylaşımınız için teşekkür ederiz..Ancak tribün değil türbin olarak revize edilmesi gerekmeir..İyi çalışmalar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler ben de aynı çelişkiyi yaşadım. Ve düzeltmeyi yaptım.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

e-Ticaret Yönetmeliği’ne Danıştay Ayarı

Veri Depolamanın Geleceği

Sanal Dünyanın Bilgi Avcıları